DOĞU TÜRKİSTAN CUMHURİYET PARTİSİ GENEL SEKRETERİ NECMETTİN ŞERİF: 'MÜCADELEMİZ 'DOĞU TÜRKİSTAN'IN BAĞIMSIZLIĞINI ELDE EDİNCEYE KADAR SÜRECEKTİR'

Çin zulmü altında inleyen 'Doğu Türkistanlılar' Avrupa ve Belçika'nın başkenti Brüksel'de 'Doğu Türkistanlı'ların Çin'e karşı verdikleri mücadeleyi anlatmak için, bir parti temsilcilik binasının açılışını gerçekleştirdiler.

Çin zulmü altında inleyen 'Doğu Türkistanlılar' Avrupa ve Belçika'nın başkenti Brüksel'de Doğu Türkistan'lıların Çin'e karşı verdikleri mücadeleyi anlatmak için, bir parti temsilcilik binasının açılışını gerçekleştirdiler.

'Doğu Türkistan Cumhuriyet  Partisi' Genel Sekreteri Necmettin Şerif,  konuyla ilgili olarak Belçika Aydın Haber Genel Yayın Yönetmeni Celil Gündoğdu'ya şu açıklamalarda bulundu:

“Öncelikle bize bu fırsatı tanıdığınız için teşekkür ediyorum. Ben Doğu Türkistan Aksu ilinde dünya ya geldim. Ben dünya ya geldiğimde benim babam Kamereddin siyasi düşüncesinden dolayı Çin hapsanesindeydi. Ben 5-6 yaşlarındayken babam hapisten çıktı.

Ben 14 yaşındayken 'İzciler' adlı bir dernek kurdum. Doğu Türkistan Uygurların Anavatan'dır,  Çinlilerin burada yaşama hakkı yoktur, diye okul duvarlarına yazı yazdığımız, bu yönde mücadele ettiğimiz ve gösteri yaptığımız için 3 yıl ceza alarak hapse girdim.  Cezamı çektikten sonra 10 ay okula gittim. 

17 yaşıma girdiğimde 5,5 sene yine ceza verdiler hapisten çıktım beni kontrolde tutarak her hergün takip ettiler nereye gittim. Kimlerle görüştüm diye göz altında tuttular. Her ay rapor verdim yaptıklarımla ilgili olarak.

Benim babalarım atalarım tanınmış bir aile olduğu için hep takipteydik. Dedem  bir öğretmendi. Dedemin öğretmen arkadaşlarının yardımlarıyla ben daha sonra bir firma kurarak, bilgisayar üzerine işe başladım. Bir iki bilgisayarla başlayıp verdiğimiz reklamlarla bu sayıyı çoğalttık. Ayrıca Bilgisayar kursu açtık 400'e yakın kişiye ders verdik.

Bir Televizyon kurumuyla 3d filmi için 1 milyon dolar civarında iş anlaşmaları yaptık. Anlaşma yaptıktan sonra Çin Polisleri beni sorgulamaya aldı. Bu parayı neden aldın niye aldın. Bu parayla ne yapacaksın? dediler.

Bu arada ben pasaport almak için çok çalıştım. Ben arada bir bir iki ay hapse alınıyordum. Arada bir para ödeyerek hapisten çıkıyordum.

Tüm bu baskılardan dolayı pasaport almaya karar verdim başka bir ülkeye gitmek için arayışa girdim. Ben kesin olarak gitmesem olmaz diye düşünmeye başladım.

Parayla aldığım pasaportla önce Kırgızistan'a ticaret vizesiyle gittim, orada iki ay kaldım. Daha sonra Türkiye'ye gittim. Çin baskısı nedeniyle, Türkiye'de de kalamadım. Tekrar Hindistan'a gittim orada 3 ay kaldım, oradan Sri Lanka'ya gittim, Sri Lanka'dan da Belçika'ya sığınmacı olarak geldim. İki yıldır burada oturum için izin aldım.

GENEL SEKRETER NECMETTİN ŞERİF: TÜM AVRUPA'YI 'DOĞU TÜRKİSTAN' İÇİN DUYARLILIĞA DAVET EDİYORUM

Burada arkadaşlarla görüşerek, bir dernek kurmaya karar verdik. Amacımız Avrupa genelinde dağınık olarak bulunan 'Doğu Türkistan' ve 'Uygur' derneklerini bir çatı altında toplayarak, Çin'in Doğu Türkistan ve Uygur halkına yönelik baskı ve zulümlerini anlatmayı amaçladık.

Bazı arkadaşlar, bir iki yürüyüşle 'Doğu Türkistan ve Uygurlara yönelik baskıları dile getiriyorlar. Bu yeterli değil her gün çalışabilecek ve günü birlik gelişmeleri Avrupa ve dünya kamuoyuyla paylaşacağımız çalışmalar yapmalıyız. İşte bu nedenle de Avrupa ve Belçika'nın Başkenti Brüksel'de 'Doğu Türkistan Cumhuriyet Partisi'nin Schaerbeek'de bir temsilcilik binasının açılışını yaptık.

Çin'e karşı mücadele eden Tibet'li bir arkadaşımla görüştüm. Onlar, Belçika'da 3 bin üyesi Avrupa genelinde 100 bin üyemiz var dediler. Tibetliler, Belçika'da bizim din ve kan kardeşlerimiz yok. Ama, sizlerin hem din hem kan kardeşleriniz var, diyorlar.

Niye siz teşkilatlanıp, üye toplamıyorsunuz? diye bizi uyardılar. Ben de bu konuyu namus meselesi kabul ederek, bu parti derneğini kurmaya karar verdim.

Çin'in 'Doğu Türkistan'da olan zulüm ve baskılarını anlatmak için bu şart diye düşündüm. Vatanımızı savunmak için gerekirse, canımızdan da vazgeçeriz ama mücadelemiz devam edecek. Bu nedenle gece-gündüz çok çalışarak, dünya kamuoyunu bu konuda duyarlı olmaya çağırmalıyız.

Doğu Türkistan için tüm partileri göreve davet ediyorum. 'Doğu Türkistan Cumhuriyet Partisi' ve diğer partiler bu konuda ortak çalışmalılar.

Biz sürgün bir Hükümet kurarak, tüm partilerle sürgün bir 'Parlamento' kurarak, buradan çalışmalarımızı sürdürmeye çalışacağız.

Doğu Türkistan Türklerin Anvatanı'dır.  Zamanında Ruslar bizi sattı. Çinliler de bize zulmediyor.  Bizim meselemiz zulüm, baskı ve insan hakları meselesi de değil, bizim meselemiz 'Doğu Türkistan'ın egemenlik meselesidir.

Bizim meselemiz 'Doğu Türkistan'ın bağımsızlığını elde etme meselesidir. Bizim mücadelemiz 'Doğu Türkistan'ın istiklalini elde edinceye kadar devam edecektir» dedi.