İŞTE AVRUPÁ MADALYONU'NUN İKİNCİ YÜZÜ / Celil Gündoğdu

Avrupa, genelde insani değerlerin yüksek olduğu, hayat şartlarının iyi olduğu ve sosyal yardımların çok olduğu yerler olarak bilinir. Bu görüşler ve tespitler büyük oranda doğru olsa da, Avrupa'nın bilinmeyenleri de var maalesef. Bunların başında da göçmen ve evsizlerin dramatik yaşamları tabi ki...


Avrupa, genelde insani değerlerin yüksek olduğu, hayat şartlarının iyi olduğu ve sosyal yardımların çok olduğu yerler olarak bilinir.

Bu görüşler ve tespitler büyük oranda doğru olsa da, Avrupa’nın bilinmeyenleri de var maalesef. Bunların başında da göçmen ve evsizlerin dramatik yaşamları tabi ki...

Umut yolculuğuna çıkarak hayal ettiği Avrupa’ya ulaşabilme adına maddi ve tüm manevi duygularını feda eden yüzlerce binlerce insan,  büyük umutlarla geldikleri Avrupa ülkelerinde aslında gerçek anlamda dram yaşamaktalar.

Bunlara önceden gelmiş yerleşmiş veya aslen Avrupa vatandaşı olarak yaşayan binlerce evsiz ve mağduru da katacak olursak, Avrupa madalyonunun mutluluk yüzeyinin aksine, dramatik acı ve hüzün yüzünü de net görmek mümkün.

Bu acı ve dram dolu hayallerinin ötesinde bir yaşamla karşılaşan çaresiz insanların boş buldukları büyük binaların kapılarına, metrolara ve parklara sığınarak yaşamlarını sürdürdüklerini üzüntüyle seyretmekteyiz.

Önceleri de insanların metrolarda, caddelerde ve büyük binaların boş alanlarında uyuduklarını, zor şartlar altında yaşamlarını sürdürdüklerini görüyorduk. Genelde yaz ve ilkbahar aylarında yoğunlaşan bu manzaralar bizleri zaten üzüyordu. Ancak en azı sıcaklar var bari diye içimizden geçirirken, ya kış günü bunlar ne yapacak? soruları da bizlerde hep soru işareti olarak kalıyordu.

Bu sabah Josafhat parkına doğru yürümek istediğimde gördüğüm manzara beni şok etti. Büyük bir binanın önündeki park alanında 3 yuvarlak çitlerle çevrili alan var. Birisin de Elektrik trafosu diğer ikisinde de naylonlar ve şemsiyelerle kaplı açık alanda uyumaya çalışan iki kişi bir alanda, bir kişi ise tek olarak uyuyordu.

Yağan yağmurun altında -2 dercede uyuyan bu insanların soğuktan korunmaları için şemsiye ve naylon torbalara sarılarak uyuduklarını, hayretler ve üzüntüler içerisinde gördüm.

Gazetecilik refleksimle bu acı tabloyu görüntüleyip, sıcak yataklarında yatan yönetenleri ve bu konudaki sorumlu siyasetçileri uyarma adına cep telefonumla görüntüledim. Amacım soğuk kış günü -2 veya -5 derecede yaşamlarını sürdüren bu insanlara yardımcı olmaktı.

Bu resimler Avrupa’nın diğer yüzünü gösteriyordu. Bu tabi ki, benim gördüğüm örnekler. Kim bilir bu dramatik görüntüler Brüksel’in nice köşelerinde yaşanmakta. Toplum olarak görüp geçtiğimiz hiç bir sosyal refleks göstermediğimiz bu görüntüler Avrupa’ya hiç yakışmıyor. Avrupa’nın başkentinde ki bu görüntüler Avrupa vizyonunun da en önemli görsellerindendir. Avrupa’ya yakışmayan bu görüntülerin ortadan kalkması için sorumlu yöneticileri göreve davet ediyoruz.

Siyasilerin en önemli görevi, sorun teşkil eden olaylara çözümler bulmaktır. Siyasiler bu vaatlerle göreve gelirler. Ülkeyi yöneten siyasilere bir teklifim var. Bu durumdaki insanları anlayabilmek için sizler de yalnız bir gece bu kış şartlarında eksi 5 derecede yağan yağmur ve kar altında naylonlara bürünerek, bir gece geçirebilir misiniz? Bunu denemeye ne dersiniz?

Anlaşılan o ki sıcacık yataklarında vicdanları üşümeyenlerin, açık alanlarda yaşam sürdüren ve üşüyen insanları anlaması mümkün değil.

Saygılarımla
    www.belcikaaydinhaber.com