Hayat o kadar hızlı bir değişim içerisinde akıp gidiyor ki, insanoğlu birçok konuda artık çaresiz akıbetini bekler durumda ZOR ZAMANLARI KOLAY AŞMANIN YOLU BİRLİK VE DAYANIŞMADAN GEÇER. Hüseyin Dönmez
Hayat o kadar hızlı bir değişim içerisinde akıp gidiyor ki, insanoğlu birçok konuda artık çaresiz akıbetini bekler durumda.
Başta önlenemeyen aşırı nüfus artışı sorunu olmak üzere, çocuk sorunları, kadın sorunları, savaşlar, bölgesel anlaşmazlıklar, ekonomik yetersizlikler veya iklimsel nedenlerle yaşanan göçler, dünyada artan oranla yükselen ırkçılık, dinmek bilmeyen terörizm, doğa sorunu, yer kürenin giderek ısınması, buzulların erimesi, açlık, sefalet, uyuşturucu bağımlılığı ve ticareti, ülkelerin aşırı silahlanması, dünyanın, insanlığın geleceğini tehdit eden nükleer silahlanma, savaşlar, soykırımlar, sağlık sorunları, hızlı kentleşme, konut sorunu, giderek azalan tarım alanları, gittikçe artan beslenme sorunu, hava kirliliği, iklim değişikliği, bulaşıcı hastalıklar ve daha neler neler.
Dünyada sadece şeker hastalığının neden olduğu kanser ve kalp rahatsızlıkları gibi hastalıklar sebebiyle 41 milyon kişi yaşamını yitiriyor. İlaçların mikroplara karşı direnci azalmış, antibiyotik bile fayda etmiyor. Dünyada temel sağlık hizmetleri fakir ülkelerde yok denecek kadar etkisiz, gelişmiş ülkelerde ise ya çökmüş durumda, yada kan kaybediyor.
Belçika Aydın Haber dergisi için bilgisayarın klavye tuşlarına basmaya başladığım ilk anda aklıma gelenler bunlardı. Allah sonumuzu hayır eylesin inşallah.
Asıl değinmek istediğim konu ise şu; Covid 19 Pandemisi dolayısı ile yaşadığımız ülke Belçika’da alınan önlemler kapsamında insan hayatını ve kurumları etkileyen olumsuz noktalardan birisi olan sosyo-kültürel ve spor derneklerimiz ile alakalı olacak.
Elbette mart 2020’den bugüne alınan önlemlere herkes belirli bir ölçüde uymaya çalışıyor. Evde çalışmak durumunda olan, yada pandemi nedeniyle fazla dışarı çıkmayıp zamanını evinde fazla enerji harcamadan geçiren insanlarımızın birçoğunun aldıkları kiloları tombul yanaklarından hemen anlıyoruz. Buna bazıları corona kiloları diyor.
Covid 19 salgını dönemini yaşayanların bilinç altına yerleşen travma durumu uzun yıllar silinmeyecek gibi gözüküyor. Demek ki; bu neslin kaderinde böyle bir tarihi salgın yaşamak varmış. Yaşıyoruz ve daha ne kadar yaşayacağımız ise belli değil.
Belçika’ya geldiğim yıllardan bugüne birçok sivil toplum örgütünde ya kurucu, yada yönetici olarak görev yaptım. Şu anda hem kısa adı BTMB olan Belçika Türkçe Medya Birliği’nin Başkanı olarak görev yapıyorum, hem de Türk toplumunun yoğun olarak yaşadığı Genk şehrinin güzide futbol kulübü Turkse Rangers’ın yöneticisiyim.
Peki, buradan nereye gelmek istiyorum ?
Şöyle ki; Öyle bir dönemden geçiyoruz ki; sosyal, sportif ve kültürel faaliyetler için bir araya gelemiyoruz. Hem yaşamın dinamik bir parçası olan sosyalizasyon faaliyetlerinden mahrum kaldık, hem de bu hizmetleri sunan kurumlarımız ekonomik açıdan büyük bir çöküş yaşıyorlar.
Belçika devleti, gerek federal düzeyde, gerek bölgesel, gerekse yerel düzeyde daha çok makro planlarla meşguller. Öyle ya; işsizlerin, emeklilerin, hizmet sektöründe çalışanların maaşlarının ödenmesi, sistemi sırtında taşıyan mekanizmaların işletilmesi ve finanse edilmesi gerekiyor. Kolay değil bu işler, bunu biliyoruz.
Ancak toplum hayatında önemli bir yeri olan sivil toplum örgütlerimizin de yaşaması gerekiyor. Sabit giderlerinde genel anlamda bir azalma olmasına rağmen, süreklilik arz eden ödemeler için her kurumun bir bütçeye ihtiyacı var.
Örneğin Turkse Rangers kulübümüzde elektrik, su, bakım, onarım, telefon, futbol federasyonu ödemeleri, uzun vadeli yapılan yatırımların finansmanları ve daha birçok kalemde bir bütçeye ihtiyaç var.
Peki, her şeyin durdurulduğu bir ortamda, gelir düzeneğinin iptal edildiği bir durumda bu güzide kulübümüz yaşamını nasıl devam ettirecek?
İşte soru bu…
Bu durum sadece bize has bir durum değil elbette. Tüm derneklerimiz benzer sorunları yaşıyor.
Zannediyorum ki; dünya pandemi nedeniyle büyük bir ekonomik krizin eşiğinde. Ancak o kriz önce en alt düzeyde başladı. O ekonomik krizi iliklerimize kadar hissetmeye başladık.
Bu köşe yazımızı bir çağrıda bulunarak sonlandıralım. Zor zamanları kolay aşmanın yolu birlik ve dayanışmadan geçer. Üyesi olduğunuz sosyal, kültürel veya spor derneklerine lütfen yalnız bırakmayın ve destek verin. Onların yaşaması, sizin yaşamanız, toplumun yaşaması demektir. Saygılarımla