KÜRESEL ISINMA VEYA KYOTO PROTOKOLÜ, DOHA, GES, Giec, V.B:

Gazetelerde gözünüze çarpıyordur, Kyoto protokolü, DOHA konferansı, GES, Giec v.b. Bunlar insanı gerçekten ürkütüyor, ama bu konuda biraz bir şeyler okuyunca öyle olmadığını görüyorsunuz. Alalım KYOTO protokolünü.

Gazetelerde gözünüze çarpıyordur, Kyoto protokolü, DOHA konferansı, GES, Giec v.b. Bunlar insanı gerçekten ürkütüyor, ama bu konuda biraz bir şeyler okuyunca öyle olmadığını görüyorsunuz. Alalım KYOTO protokolünü.

İlk kez 1967’de bilim insanları, gelecekte küresel ısınmanın (atmosfere verilen gazların sera etkisi yaratması sonucunda, dünya atmosferi ve okyanuslarının ortalama sıcaklıklarında belirlenen artışının) tehlikeleri üzerine dikkatleri çekmişlerdi.

Bunun üzerine 1979’da Cenevre’de ilk dünya konferansında iklim sorunları ele alınmıştı. Burada şu sonuca varılmıştı: CO2 salıverilmesi uzun dönemde iklimi kötü etkiliyebilirdi.

1988’de, işte bizim meşhur Giec (Hükümetlerleraras iklim evrimi grubu – Groupe intergouvernemental sur l’evolution du climat) kuruldu. O zamandan bu yana bu grup dört rapor düzenlemiştir. Beşincisini 2015’te vermesi bekleniyor.

1992’de Rio de Janeiro’da Küresel Zirve toplandı.Burada kabul edilen CCNUC anlaşmasına göre, (Birleşmiş Milletler iklim değişiklikleri anlaşması-La convention  cadre des Nations Unies sur les changements climatiques),  karbon dioksid salıverilmelerinin düzeyinin 1990’dakine çekilmesi amaçlanmaktadır.

İşte şimdi geldik bizim Kyoto’ya. Kyoto Protokolü; 1997’de, CCNUC’un  COP 3’ünde (Tarafların 3’üncü Konferansı’nda-La troisieme conference des parties) kabul edilmiştir. Buna göre, sanayileşmiş ülkeler. Sera etkisi yapan gazların salıverilmesini en az yüzde 5 indirmeyi kabul etmektedirler.
Tüm bu toplantılar şimdiye dek yapılanlar. Ama bitti sanıyorsanız, yanılıyorsunuz.

2009’da, Kopenhag’da, COP 15 ne yazık ki, CO2 gazının salıverilmasinin azaltılması konusunda bir anlaşmaya varamadı. (“COP 15” ne diye sormayın, şu bizim dostumuz “Tarafların Konferansının 15’inci Toplantısı”)

2012’de DOHA Konferansı Kyoto Protokolü’nün II. bölümünü imzaladı. Ne yazık ki, bu anlaşmayı ancak Avrupa Birliği ile Birliğin dışında kalan 15 ülke imzalamayı kabul etti.

Sıkın dişinizi! En sonuna değil ama sonuna geldik: Birleşmiş Milletler Örgütü 2015’te yapılacak bir anlaşma ile küresel ısınmanın sınırlandırılmasını hem sanayileşmiş, hem de sanayileşme yolunda olan ülkelere kabul ettirmeyi amaçlamaktadır.

Yine de, “Ben bütün bunlardan bir şey anlamadım,” diyorsanız, galiba haklısınız!