Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir televizyon programında Şialara yönelik aşağılayıcı hakaret edici sözleri. Türkiyeli Şiaları adeta ayaklandırdı. Avrupa'da yaşayan Türk Kökenli Avrupa Ehlibeyt Alimler Birliği bir bildiri yayınlayarak, Başbakan'dan özür beklemekteler. Bu bildiriyi sizlerle paylaşıyoruz.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir televizyon programında Şialara yönelik aşağılayıcı hakaret edici sözleri. Türkiyeli Şiaları adeta ayaklandırdı. Avrupa'da yaşayan Türk Kökenli Avrupa Ehlibeyt Alimler Birliği bir bildiri yayınlayarak, Başbakan'dan özür beklemekteler. Bu bildiriyi sizlerle paylaşıyoruz.
Rahman ve Rahim Allah'ın Adıyla
"Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O'nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz."(Âl-i İmran, 103)
Halkımızın da şahit olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, bir televizyon programındaki konuşmasında, daha düne kadar pastayı ortaklaşa paylaştığı, devlet mekanizmasına yerleştirdiği, devlet imkânlarını ayağına serdiği ve bugün ise paralel yapı... diye nitelendirdiği Cemaati hedef alıp mazlum rolü oynarken ve gerçekte ise oy devşirme planını uygularken Şialara ve Caferilere hakaret etmiş ve ayrıştırıcı beyanatta bulunmuştur.
Bu sözleri esefle karşıladığımızı ve şiddetle kınadığımızı,sahibine iade ettiğimizi bildirirken.
Şu noktalara da dikkat çekmek isteriz:
-Öncelikle bir Müslüman olarak Allah'ın ipine sarılması ve ayrıştırıcı olmaması gereken zat, bizzat bölünme ve tefrikaya öncülük etmiştir.
-Milletin seçtiği vekillerin önünde, "... vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini... " koruyacağına "... toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden..." ayrılmayacağına dair yemin eden kişi, milletin gözleri önünde yeminini bozmuş ve ve hangi odaklarla elele olduğunu sahnelemiştir.
-Özellikle coğrafyamızın ateş topuna dönüştürüldüğü mevcut koşullarda, konumu itibariyle yapıcı ve kucaklayıcı olması gereken zatın ötekileştiricilik uğraşı düşündürücüdür.
-Ayrıca Başbakanın söylemi, Şiayı/Caferiyi hiç tanımadığını, ancak tekfircilerin mantığıyla değerlendirdiğini ve böylece de durduğu yeri göstermiştir.
-Son olarak da, hakaret ettiği halkından özelde ve dünya Şialarından/Caferilerinden de genelde, bir an evvel özür dilemesini bekliyoruz.
Avrupa Ehli Beyt Alimleri Birliği
14.03.2014