«Hak verilmez, alınır» sözü mücadele aşkının ilham kaynağı olsa gerek. Hakları gaspedici Erk sahipleri, her zaman hakkını talep edenleri potansiyel ‹terörist veya vatan haini› yaftasıyla toplumun gözünden düşürmeye çalışırlar.
«Hak verilmez, alınır» sözü mücadele aşkının ilham kaynağı olsa gerek.
Hakları gaspedici Erk sahipleri, her zaman hakkını talep edenleri potansiyel ‹terörist veya vatan haini› yaftasıyla toplumun gözünden düşürmeye çalışırlar.
Erk sahipleri, aslında sevmedikleri ‹demokrasiyi her fırsatta atlama tahtası› olarak kullanmışlardır. Yine bu Erk sahipleri gizli ajandalarındaki hedeflerine ulaşmak ve kilitlenmek için ‹demokrasiyi bir amaç değil, de bir araç olarak› kullandıklarını her fırsatta ifade etmektedirler.
Bu tür yöneticiler ,Demokratik süreçlerde kendilerine verilen yönetim yetkisine ‹Milli irade› kudsiyeti kartarak yönetimlerinde hep diklenmeye meyletmişlerdir.
Demokratik kurallarla iktidara gelenler, Demokratik ve yasal yetkilerini aşarak, sistemde var olan yürütme yargı ve yasama ile ilgili tüm yetkileri bir kanalda toplamak kaydıyla totalleşirler.
Totalleşen iktidarlar belli zaman sonra kendilerini var eden sistemlere ve milli irade denilen kendilerine yetki veren halka karşıda Erk gücünün baskısıyla ‹milli irade mensuplarının kendisine yönelik daha çok biat etmesini arzulayarak bu meyanda beklentilere girmekteler.›
Masum duygularla yola çıkan erk sahipleri güçlerine güç kattıkça saf ve masum davranışlarından uzaklaşarak, etraflarındaki tüm kesimleri kendilerine yönelik tehlike olarak görme hastalığına yakalanırlar.
Totaliter duygusuna kapılan Erk, İktidarda kalmanın verdiği zevk ve şevkle belli bir zaman sonra artık demokrasi, hür düşünce gibi toplumsal sünnetleri red eden, kendi yanlış düşüncelerini toplumsal ahlaka dönüştürmeye çalışanlar olarak sahnede yer alırlar.
Zamanla güçlenen Erk sahiplerinin, iktidara ilk geldiğindeki masum ifadeleri ve şefkat dolu bakışları, daha sonra iktidarı kaybetme kaygısı ve korkusuyla yüz hatları sertleşir, acımasız ve haşin bir hale dönüşür...
Tek adam olma anlayışı ve güçleri elinde toplayarak ‹artık güç bende› diyen Erk sahibi, dün savunduğu doğruları bugün kendisine tehlike görerek, dünkü doğrularının yokedilmesi gerekenler olarak, tüm doğrulara savaş açar...
Dinlerin, toplumların ‹tüm ahlaki değerleri› en ince detayına kadar incelenerek, kral çıplak değil diyen yığınların desteğiyle yok sayılmaya başlanmış demektir.
Kral çıplak diyecekler potansiyel suçlular olarak toplumda baskı altına alınırlar. Erk iktidarınının zulümlerini yüzlerine haykıranları, yandaşlarının düşüncelerinde hazırlanan ‹vatan haini, milli irade haini› gibi yargısız infazla algılarıyla yok edilmek istenmektedir.
Zulümlerin arşa kalktığı, tüm toplumsal değerlerin iğfal edildiği, adil yargı, düşünce özgürlüğü, demokratik hak ve taleplerin yok sayıldığını savunanlar, iktidarın önünde olumsuz ve yanlış hain setler olarak durmakta.
Bu doğruları haykıranlar ise, acımazıca katledilmekte, baskı altına alınmakta hatta tutuklanmakta.
Erkin zulümlerine karşı, halen Kral çıplaktır diyebilecek ‹Milli İrade›nin içindeki sessiz yığınların çığlıklarına tercüman olan medyanın hür savaşçıları, yandaş ve candaş olmayan düşünce sahibi gazeteciler ne yazık ki baskıların etkisiyle ya satın alınmakta ya da baskıyla zulümle ekmeğinden ve mesleğinden edilmekte.
Bazı gazeteciler Erk sahiplerine methiyeler yazarak, onun yanlışlarını alkışlarken, Erk sahibine Gazverme adına Gazverici görevini yapan satlık kalemşörlerin yalakalık yaptığı dönemlerde, tüm baskılara rağmen ‹Milli iradenin sessiz çığlıklarına lebbeyk› diyen onurlu gazetecileri yürekten selamlıyorum.
Yüce Allah (cc)‘ın sevgili kulu, İslam‘ın Pak ve Sevgili Peygamberi Hz. Muhammed (sav) «Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır» hadisine biat eden tüm demokratik ve hür düşünceli gazeteci meslekdaşlarımızı tebrik ediyoruz.
İmam Ali (as) buyurmuştur. «Bir ömür boyu zillet içerisinde yaşamaktansa, bir kaçgün onurlu yaşamak daha evladır.»
Biz Ehlibeyt‘in tüm kahramanlarının özgürlükten yana olduğunu çok iyi biliyoruz.
Dün Yezit Zulmüne karşı kıyam eden ve Özgürlüğün bedelini kanıyla ödeyen ve tarihe not düşen İmam Hüseyin‘in asırlar önce verdiği mesajın alıcılarıyız.
Biz Mustafa Kemal Atatürk‘ün «Fikri ve düşüncesi hür insanlar olunuz.» nasihatını çok iyi anlıyor ve algılıyoruz.
Haksızlığa zulme karşı direnen insanları farklı algılarla vatan haini ilan edenler, karanlık emellerine asla ulaşamayacaklardır.
Neticeyi annem rahmetlinin bir sözüyle noktalamak istiyorum. «Hiç bir zalim zulmüyle avad (ebedi) olmamıştır Oğul.»
Vesselam....
* ERK: İktidar sahibi.