Erzincan’ın yanı sıra Tunceli ile Adıyaman’da şalvarlı, cüppeli ve sakallı kişiler türlü bahanelerle, Alevi köylerinde dolaşırken, halkın endişesi büyüyor.
Erzincan’ın yanı sıra Tunceli ile Adıyaman’da şalvarlı, cüppeli ve sakallı kişiler türlü bahanelerle, Alevi köylerinde dolaşırken, halkın endişesi büyüyor.
ERK ACARER / BİRGÜN - Endişeler “Her sakallıyı IŞİD sanmayın” denilerek geçiştiriliyor. Yaşananların ise, provokasyon ya da saldırı hazırlığı olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor. Her ne olursa olsun bir an önce önlem alınması gerekiyor
Erzincan’ın yanı sıra Tunceli ile Adıyaman’da şalvarlı, cüppeli ve sakallı kişiler türlü bahanelerle, Alevi köylerinde dolaşırken, halkın endişesi büyüyor. Köylülerin aklında “Acaba bir IŞİD saldırısı olabilir mi?” sorusu dolaşıyor. Ancak olayı farklı bir perspektiften değerlendirenler de var. İHD Adıyaman Şubesi Başkanı bambaşka bir noktaya dikkat çekiyor: “Bir oyun var, provokasyona dikkat!”
Erzincan’ın Kemah ilçesinde Alevi köylerine yönelik olarak cihatçılar tarafından keşif yapıldığı iddiasının ardından, Tunceli’nin Alevi ve Kürt köylerinde de benzer söylentilerin olması tedirginliği artırıyor. Bununla beraber Adıyaman’a bağlı beldelerde yaşayanlar da “Kaygılıyız” açıklaması yapıyor. Adıyaman’da yaşamını sürdüren, Z.T. adlı yurttaş gazetemize şu bilgileri aktarıyor: “Adıyaman’ın Alevi köylerinde de keşif mahiyetli ‘ziyaretler’ olduğunu düşünüyoruz. Ülkenin içinde bulunduğu bugünlerde, bu tip durumların yaşanması huzurumuzu kaçırıyor.”
KÖYDEKİ HALI SATICISI
Öte yandan yaklaşık bir hafta önce Adıyaman’ın Yarmayaka (Çakal) Köyü’nde olanlar endişeleri derinleştiriyor. Z.C., halı satmak bahanesiyle köye gelen şalvar pantolonlu ve sakallı üç kişinin varlığından söz ediyor: “Birinin sırtında eski bir halı vardı. Köyde dolaştı. Halı satıcısı olduğunu söyledi. ‘Ancak buralarda kaç Alevi köyü var?’ diye de sordu. Tersleyince arkadaşlarıyla birlikte uzaklaştı.”
Aynı köyde ikamet eden K.M. de şu bilgileri paylaşıyor: “Özellikle kadınlar çok korkmuşlar. Köye bir minübüs geliyor. Sakallı adamlar iniyor. Halı sattıklarını söylüyorlar ama araçta halı yok. Minübüsün arkasında bir yatak var. Burası 100 haneli bir köy. Bir halı satıcısı neden Alevi köylerini sorsun ki? Aracın plakası tam alınamasa da plakasının ‘31’ olduğu anlaşılmış. Hatay plakalı bir aracın köyümüzde işi ne? Adıyaman’da Alevi nüfusu yoğundur. Yüzde 30’a yakınını Aleviler oluşturur. Herkes tetikte. Olaydan sonra muhtar da bilgilendirildi. Jandarmaya haber verildi. Bizi fişliyorlar mı, bunu öğrenmek istiyoruz. ” K.M.’nin, sözlerinde önemli bir vurgu dikkat çekiyor. “Direneceğiz” diyor. Aslında bu neler hissettiklerini tam olarak gösteriyor. “Direneceğiz” sözü birkaç açıdan önemli.
‘TEHLİKELİ BİR OYUN OLABİLİR’
Yaşananları ve kaygıyı İnsan Hakları Derneği (İHD) Adıyaman Şube Başkanı Osman Süzen, bu perspektiften değerlendiriyor: “Saldırı olabileceği ihtimali üzerinde düşünmek bile istemeyiz. Daha farklı bir oyun var. Teknolojinin tüm imkânlarına sahibiz. Çok basit bir araştırmayla bile, hangi köyün Alevi hangi köyün Sünni nüfusa sahip olduğunu anlayabilirisiniz. Yani köylere girmeye, araştırmalar yapmaya gerek yok. Birileri korku yaratmak ve bu paranoyadan rant sağlamak peşinde olabilir. Provokasyonlara dikkat!”
‘KUTUPLAŞTIRMA ALGISI’
Süzen, “Somut birkaç örnekle içinden çıkılmaz bir algı yaratma peşinde olanlar var” diye devam ediyor: “Korkuyu, cephe kuracak şekilde tahkim etmek isteyen güçler devrede. Niyet ‘derin’ bir şekilde toplumu kutuplaştırma isteğiyse buna derhal engel olunmalıdır. Hepimizin birbirimizden şüphe duyacağı bir ülke yaratmaya çalışıyorlar. Alevileri, belli bir gücün karşısında konumlandırmak istiyorlar. Çatışma iklimi yaratmak gibi bir durum söz konusu olabilir. Bugün bölgedeki Aleviler, kendi güvenliklerini sağlamaktan söz ediyor. Suriye savaşının yarattığı bir endişe var zaten. Aleviler ve farklı etnik dini gruplar; vahşi çetelerin neler yaptığını gördüler. Sözgelimi Ezidilerin yaşadıkları ortada. Zaten diken üstü bir durum var. Bu tarz olayların artması, keşifler, evlerin işaretlenmesi gibi şeyler, bazı hassas şeyleri kaşımak anlamına gelebilir. Yaşananlara daha aklıselim bir şekilde karşı koymak, bloklara ayrılmamak lazım! Alevi ya da Sünni demeden el birliği yaparak üstesinden gelmeli.”