TÜRKİYELİ CAFERİ (Şİİ) GENÇLER ASLA TERÖRİSTLERİN SAFINDA DEĞİL, ŞANLI ORDUMUZ SAFINDA ELINE SİLAH ALMAKTA VE ŞEHİT OLMAKTALAR. Celil GÜNDOĞDU

Ülkemiz mozağini oluşturan ve özellkle Kars, Ardahan ve Iğdır bölgesinde yaşayan ve buradan yıllar içerisinde Anadolu'nun en ücra köşesine kadar yayılan Azerbaycan kökenli 3 milyon Türk vatandaşı'da yaşamakta.

Bilindiği gibi Anadolu’muzun mozaği hayli renklidir. Güzel ülkemiz Türkiyemiz’de yaşayan insanlarımız içerisinde farklı ırk, kültür ve inanç grupları da yaşamakta.

Ülkemiz mozağini oluşturan ve özellkle Kars, Ardahan ve Iğdır bölgesinde yaşayan ve buradan yıllar içerisinde Anadolu’nun en ücra köşesine kadar yayılan Azerbaycan kökenli 3 milyon Türk vatandaşı’da yaşamakta.

Bu vatandaşlarımızın tamamı inançsal anlamda İslam içerisinde yer alan Caferilik içtihadı ile inançsal amellerini yerine getirmekteler.

Bu vatandaşlarımızın İslam’da var olan iki büyük içtihadi grup olan Sünni ve Şii yelpazesinin, Şii bölümünde yer almaktalar.

Ben de bu vatandaşlardan olan bir ailenin evladı olmaktan her zaman gurur duydum. Nedeni ise bu gruba mensup insanlarımızın Türkiye Cumhuriyeti’ne olan bağlılıklarıdır. Vatan, Millet ve Bayrak sevgisinde son derece samimi olduklarını biliyorum.

Bu insanlarımız Ülke savunmasında Osmanlı döneminde doğu Kars, Kurtuluş savaşı döneminde de batı yani Çanakkale’de savunma cephelerinin her zaman ön saflarında yer almış, şehadet şerbeti içmişlerdir.

Vatansever bu insanlarımızın bu gün bile Şanlı ordumuz ve Polis teşkilatlarında hizmet vermeleri, şehit olmaları vatan savunmasında samimi davranışları, beni çok mutlu etmiştir. Bu vatandaşlarımız her zaman Cumhuriyetimizin yanında yer almışlardır.

Son zamanlarda bölgemiz gelişmeleri ile ilgili olarak bu insanlarımızın mensup oldukları inançlarına yönelik haksız sözlü saldırı ve tehditleri üzüntüyle izlemekteyiz.

Siyasiler ve bazı satılmış kalemlerin vatansever bu insanlarımızı haksız yere karalamaya yönelik olumsuz ifade ve yazıları son derece rahatsız edici bölünmeye yönelik art niyetli davranışlardır.

Belli bir zihniyeti hakim kılma adına sindirmeye korkutmaya yönelik bir algı oluşturmaya çalışanlara şunları hatırlatmakta yarar var.

Bizim bu toplumumuz vatanına, milletine ve bayrağına asla ihanet etmemiştir. Bu toplumumuzun vatanın  bütünlüğü için Osmanlı ve Cumhuriyet öncesi vatan savunmasında gösterdikleri kahramanca savunmalara tarih her zaman şahit olmuştur.

Bizim gençlerimiz ülkemizi bölmeye yönelik PKK ve İŞİD, NUSRA ve tüm illegal ideolojik oluşumlara karşı durmuş yeri geldiğinde şanlı ordumuz ve güvenlik güçlerimiz safında savaşmıştır, karşı durmuştur. Hatta gençlerimizin büyük bir bölümü terörist PKK militanları tarafından şehit edilmiştir.

Bizim toplumumuzun içerisinde illegal terörist oluşumlar içerisinde bir tek gencimizi gösteremezsiniz. İnançsal öğretilerimiz vatanımıza, milletimize sahip çıkmamız gerektiğini bizlere her fırsatta emretmekte. Anne ve babalarımız bizi ulvi değerlerin korunması gerektiği ve vatan sevgisi noktasında bizleri eğitmişlerdir.

İnançsal kimliğimizi sorgulayan ve suçlayanlara sormak gerekir. PKK, İŞİD, NUSRA ve illegal oluşumlar içerisinde bizim inançsal değerlerimizden gençleri görebiliyor musunuz, var olduğunu ispatlayabilir misiniz? Bu grupların inançsal değerleri asla bizimkinden değildir?

Durum böyle iken, kendi inançsal değerleriyle terörist örgütlerde yer alanları destekleyenleri görmeyerek, vatansever bir toplumu inançsal değeriyle aşağılamak, onlara saldırmak esasen kendilerini kamuoyunda kamufle etmeye yönelik art niyetli siyasi rant sağlamaya dönük siyaset yapanların agresif davranışların bir sonucudur.

Kim ne söylerse söylesin bizler vatan, millet, bayrak ve cumhuriyet sevgisini özümsemiş Caferi (Şii) içtihadıyla amel eden topluma mensup olmaktan asla rahatsız olmadık.

Bizler bu vatanın ve milletin asli unsurları olarak milli ve manevi değerlerimizle ülkemizi ve cumhuriyetimizi savunmaya devam edeceğiz.

Bizlerin inancına saldıranlar önce kendilerini samimiyet testinden geçirmeliler. Bizler vahdet, vatan, millet, bayrak ve özgürlük için şehadeti İnanç önderlerimizden öğrendik.

Sözlerimi bir Azeri atasözüyle bitirmek istiyorum. “Kendi gözünde kotanı görmeyenler, başkalarının gözünde diken aktarır”