~~Avrupa'da yaşayan Türkler'in sayısı her geçen gün artmakta. Sayısal olarak artan Türk toplumların aynı oranda sorunları ve sorumlulukları da bir o kadar artmakta.
~~Avrupa’da yaşayan Türkler’in sayısı her geçen gün artmakta. Sayısal olarak artan Türk toplumların aynı oranda sorunları ve sorumlulukları da bir o kadar artmakta.
Avrupa’nın değişik ülkelerinde yaşayan Türk toplumları, hem kendi sorunlarını bulundukları ülke resmi yetkililerine duyurma, hem de onların Türk toplumuna yönelik beklenti ve isteklerini değerlendirecek, her kesimden oluşacak üst çatı konumunda bir ‘Dayanışma Platformu’na ihtiyaç vardır.
Belçika’da yaşayan toplumumuzun her kesimini içeren ve kucaklayan yeni bir oluşuma acilen ihtiyaç vardır.
Toplumumuzun bulundukları ülkenin sosyal huzur ve barış ortamına katkıda bulunacak olan bu yeni oluşum, her konudaki duyarlılıklar için demokratik ve yasal zeminlerde toplumsal dayanışma, danışma ve resmi muhatap anlamında da önemli bir görev icra edebilecektir..
Ülkemizde ve yaşadığımız ülkelerdeki gelişmeleri anında takip eden ve halkı sağduyu ile duyarlılığa davet edecek olan, ulusal ve uluslararası politik gelişmelere ve olaylara karşım hakem görevini de üstlenecek olan bu kurum, toplumların inançsal ve milli konulardaki duyarlılıklarına karşı olumsuz gelişmelere zamanında müdahale ederek, barış ortamına katkı sunacaktır.
Toplumsal konulardaki beklenti ve sorunları bu kurum ilgili birimlere iletecek yetkiye sahip olup, tepkileri yasal zeminlerde basın duyurusu, miting ve gösterilerle organize etmelidir.
Bu anlamda ‘Belçika Türk Platformu’ önceden oluşturulmuş ancak devamı noktasında sıkıntılar oluşmuştu. Bu meyanda yeni oluşum için tüm kesimler harekete geçmeli ve temsil hakkı olmalı.
Bu oluşum Türk toplumunun ortak platformu ve sesi olacağından, diğer marjinal grupların yasal olmayan ve toplumu temsil etmeyen çıkış ve davranışlarında önü alınmış olur. ‘Belçika Türkleri Dayanışma Platformu! her anlamda ‘tek ses, tek yürek’ olarak alanda olmalıdır. Bu kuruluşun çalışma ve amaçları tüm toplumu bağlamalıdır.
Daha düzenli ve daha olumlu çalışmalar ve yasal tepkiler için oluşacak bu kuruluş, aynı zamanda toplumsal huzur ve barışında teminatı olacaktır.
Bu yönde yapılacak çalışmalar için herkese büyük bir sorumluluk düşmekte. Acilen Sivil Toplum kuruluş temsilcileri, Kanaat Önderlerinin bu konuyu değerlendirecek bir ön toplantı yapmaları gerekir.
Ülkemizin zor günler geçirdiği, gerek ülkemizde gerekse bulunduğumuz Belçika ve komşu ülke toplumları global terörün etkisi alanında bulunmakta. Her yerde toplumsal huzur ve barışı koruma ve kollama hepimizin insani ve vicdani görevidir.
Tüm duyarlı kurum ve kuruluş temsilcilerinin bu teklifimize olumlu bakacağını düşünüyoruz. Bu fikrimize katkıda bulunacak tüm yetkili kurum ve kuruluş temsilcilerine şimdiden teşekkür ediyoruz.
Barış ve huzurlu bir dünyada yaşama dileklerimizle ‘Önce İnsan, önce huzur ’ diyoruz…