Geçtiğimiz yıllar içerisinde Belçika Türk Toplumu'nun temsilcileri sudan bahanelerle siyaset arenasından saf dışı edildi. Ahmet Koç ile başlayan ihraç ve dışlamalar başkan Emir Kır ile noktalandı.
Geçtiğimiz yıllar içerisinde Belçika Türk Toplumu’nun temsilcileri sudan bahanelerle saf dışı edildi. Ahmet Koç ile başlayan ihraç ve dışlamalar başkan Emir Kır ile noktalandı.
Geçen süreçlerde Murat Denizli, Veli Yüksel, Sait Köse, Mahinur Özdemir, Halis Kökten, Ali Çağlar gibi bir çok tecrübeli siyasi temsilcilerimiz sistematik olarak, önce Medya Engizisyonunda yargısız infazlarla cezalandırılarak, partileri tarafından ya ihraç edildiler, ya da dışlanarak meclis dışı bırakıldılar.
Belçika Türk Toplumunun sandıkta seçtikleri Temsilciler ne yazık ki, medya organları ve parti salonlarında çeşitli bahanelerle saf dışı bırakıldılar.
Bu davranışlar, Belçika Türk toplumunun ‘Belçika Demokrasi’sine olan güvenini fazlasıyla sarstı. Belçika Türk Toplumunun en tecrübeli siyasetçilerinden olan Başkan Emir Kır’a yapılan son ihraç, bardağı taşıran son damla oldu.
Parti Sosyalist bu kararı ile manevi olarak ayağına sıktı. Brüksel’de her seferinde PS’nin hükümette yer almasında en büyük etkenlerden birisi ‘Belçika Türkleri’nin Parti Sosyalist lehinde kullandığı potansiyel oylardı. Bu oyların oluşmasında da sevilen kişiliği ve başarısıyla en çok Emir Kır’ın katkısı vardı.
Her partiden Türk siyasilere yönelik baskılar ‘Belçika Türk Toplumunun gururunu kırdı. Belçikalı Türklerde seçtiklerinin dışlanmasına yönelik demokratik tavırlarını önlerine gelecek seçimlerde daha dengeli ve daha mantıklı hareket ederek kullanacaklardır.
Kendi temsilcilerini dışlayanlara sandıkta büyük bir ders verecektir, diye düşünüyorum. Türk toplumu gururludur. Belçika barış ortamına verdiği maddi ve manevi katkılarının, temsilcilerinin siyaset sahnesinden dışlanmasını asla kabul edemez.
Bu sistematik engizisyonun halen PS içerisinde siyaset yapanlar içinde kaçınılmaz olacağını düşünüyorum. Zira ilahlar kurban almaya devam edecektir. Siz bakmayın tebessümlerle temsilcilerimizle görüntü verenlere.
Belirlenen siyasi kotayı aşmaya yakın her aday sistematik olarak devre dışı bırakılacaktır. Nereden mi biliyoruz? verilen tecrübeli siyasi kurbanlarımız bunun en güzel örneğidir.
Partiler samimi olmalı. Temsilcilerimizi istedikleri zaman harcayabilme gücünü kendilerinde hak görmemeli. Bu konuda da Belçika Türk Toplumunun demokratik kurallar içerisinde tepkisini güçlü bir şekilde ortaya koymalı. Bir bir yok edilen siyasi temsilcilerimize güçlü sahip çıkılmalı. Tüm STK ve her alandaki kanaat önderleri antidemokratik baskılara karşı tüm temsilcilerini korumalı ve desteklemelidir.
Bu tür dışlamalar ‘Belçika Demokrasi’sine zarar vermekle beraber, Düşünce özgürlüğünü her fırsatta öne koyan Belçika ve Avrupa siyasi etik değerleriyle de çelişiyor.
Siyasi partiler siyasilerimiz şahsında Toplumumuzu dışlıyorlar. Ancak bu tür davranış içerisinde olanlara verilecek en güzel cevap sandık hakkımızdır. Bizlerin temsilcilerini dışlayanları seçme ve seçilme haklarımızla bizler de onları dışlayacağız buda bizim en doğal ve demokratik hakkımızdır.