Bugün Kurban bayramının birinci günü. Bugün vesilesiyle tüm İslam aleminin Kurban bayramıını kutlar, bayramın insanlık adına, dünya barışı ve dayanışmasına katkıda bulunmasını diliyoruz.
Bugün Kurban bayramının birinci günü. Bugün vesilesiyle tüm İslam aleminin Kurban bayramıını kutlar, bayramın insanlık adına, dünya barışı ve dayanışmasına katkıda bulunmasını diliyoruz.
Kurban İbadetinin Tarihçesi
Cuma Ali KARA
Kurban ibadetinin tarihi oldukça eskidir. Hz. Âdem (a.s)’ın çocuklarının adakları ile ilgili olarak bizlere ulaşmış olan bilgiler kurban kesme ya da adamanın, adak sunmanın ilk insanla başladığını yani her ümmette olduğunu gösterir niteliktedir:
’Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızk olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerlerine O’nun adını anarak kurban kesmeyi meşru kıldık. Sizin Tanrınız tek bir İlâhdır, O’na teslim olun. Allah anıldığı zaman kalpleri titreyen, başlarına gelene sabreden, namaz kılan, kendilerine verdiğimiz rızıktan sarf eden ve Allah’a gönül vermiş olan kimselere müjde et.?
Bu gün itibariyle hac mevsiminde icra edilen, Peygamber Efendimiz tarafından dini bir vecibe olarak tebliğ edilen kurban ibadetinin temelleri Hz. İbrahim (a.s) ile oğlu arasında vuku bulan hadiseye kadar uzanır. Zaten Kâbeyi Muazzama haccedilsin yani ziyaret edilsin diye inşa eden de Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail’dir.
Bu hadise şöyledir: Hz. İbrahim (a.s.) bir ara oğlu İsmail’i kurban ettiğini rüyasında görür ki bu bir ilâhî vahiydir. Hz. İbrahim durumu oğluna açıklar, oğlu İsmail de buna hazır olduğunu bildirir. Bunun üzerine Hz. İbrahim oğlu İsmail’i kurban etmeye hazırlanırken Cenâb-ı Hak onların bu samimiyet ve teslimiyetlerinden dolayı İsmail’e bedel olarak bir koç gönderir. Hz. İbrahim de oğlu yerine koçu kurban eder. Konu ile ilgili âyet şöyledir:
’(Hz. İsmail) babası İbrahim ile beraber yürüyüp gezecek çağa gelince (Hz. İbrahim),
’Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün ne dersin?’ dedi. Hz. İsmail de:
’Babacığım, emrolunduğun şeyi yap, inşallah beni sabredenlerden bulursun’ dedi.
Her ikisi de teslim olup (babası oğlunu) şakağı üzerine yatırınca; ’Ey İbrahim! Rüyayı doğruladın. Biz muhsinleri böyle mükâfatlandırırız. Çünkü bu gerçekten çok açık bir imtihandır’ dedik. Biz oğlunun yerine ona büyük bir kurbanlık fidye verdik. Geride gelecekler arasında ona (iyi bir ün) bıraktık. ’İbrahim’e selâm’ dedik. Biz muhsinleri böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o, bizim mü’min kullarımızdandır.?(es-Saffat, 37/102-111.)