Işıkçılar Cemaati'nin yayın organı Türkiye gazetesinin yazarı Ekrem Buğra Ekinci, bugünkü köşesinde Emevilere övgüler dizerken, İslam Peygamberi Hz. Muhammed'in ailesini katleden ve tarihe "Kerbela Olayı" olarak geçen katliamdan sorumlu Emevi lideri Yezid'i aklamaya çalıştı.
Işıkçılar Cemaati’nin yayın organı Türkiye gazetesinin yazarı Ekrem Buğra Ekinci, bugünkü köşesinde Emevilere övgüler dizerken, İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in ailesini katleden ve tarihe “Kerbela Olayı” olarak geçen katliamdan sorumlu Emevi lideri Yezid’i aklamaya çalıştı.
“Ehl-i beytin adını kullanarak iktidar hırsı ile ayaklananlar, isyanlarını haklı göstermek için Emevîleri kötülemişler” diyerek yazısına başlayan Türkiye yazarı Ekinci, Emevi hükümdarı Muaviye için, “20 yıllık valiliği ve 19 yıllık hilafeti, İslam tarihinin altın çağlarındandır” şeklinde yazdı.
Muaviye’den sonra oğlu Yezid’in Emevi hükümdarlığına gelmesini, “Halifeliğin babadan oğula geçmesi, şer’î hükümlere aykırı değildir” diye yazarak Yezid övgüsüne devam eden Ekrem Buğra Ekinci, Yezid’in, Hz. Muhammed’in ailesini katletmesini ise şöyle anlattı:
“Hazret-i Hüseyin, efdal (daha faziletli) varken, mefdulün (daha az faziletlinin) halife olamayacağı ictihadında idi. Sahabenin çoğu ise böyle düşünmüyordu. Bu sebeple Yezid’e biat ettiler ve valilerinin arkasında namaz kıldılar. O esnada Kûfe’de isyan çıktı. Hazret-i Hüseyin’i Irak’a davet ettiler. O da akrabasının ve sahabilerin ikazına rağmen gitti. Yolda vali İbn Ziyad önünü kesti. Hüseyin, geri dönmeyi kabul etti, ama biatı kabul etmedi. Bu sebeple taraftarlarının çoğu ile beraber şehit oldu.”
Yezid’i üstü kapalı bir şekilde övmeye devam eden Türkiye gazetesi yazarı Ekinci, Kerbela’da katliam için, “Bu emri Yezid vermedi; nitekim isteseydi bunu daha evvel yapabilirdi” şeklinde yazdı.
Yezid’i aklamak için, Kerbala’da Yezid’in askerlerince katledilen Hz. Muhammed’in torunu Hz. Hüseyin’in kız kardeşi Hz. Zeynep’ten alıntı da yapan Ekrem Buğra Ekinci, “Hazret-i Hüseyin’in kız kardeşi Hazret-i Zeyneb, ‘Yezid’den hayırlı düşman görmedim’ demiştir. Kerbela hâdisesini bahane eden Medineliler ayaklanıp, vali ve maiyetini şehir dışına sürdüler” ifadelerini kullandı.
Müslümanların Kerbala’da peygamber torunlarının katledilmesine karşı çıkmasını “bahane” diyen Ekrem Buğra Ekinci, Maviye’yi savunurken de Hz. Ali’yi eleştirdi.
İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in ailesinin katledilmesinden sorumlu olanları aklamak için suçu da tarihçilere atan Ekrem Buğra Ekinci, “Emevîler bahsinde eldeki tarihlerin büyük ekseriyetinin kaynakları, Abbasîler devrinde yazılıp, onların arzularına göre tertip edilerek yayılmış tarihlerdir. Abbasîler, Emevîlere düşman olduğundan, tarihçileri de, dünyalık ele geçirmek için, ilmi, siyasete kurban etmişlerdir” diye yazdı.
Osmanlı’nın Emevileri eleştirmesinin ardından da Abbasiler olduğunu öne süren Ekrem Buğra Ekinci, Emevilere karşı çok sert çıkışları ile bilinen İslam alimi Ebu Hanife (İmam-ı Azam) üzerinden de Emevileri aklama yoluna gitti.
EKİNCİ'NİN SAVUNDUĞU EMEVİLERİN LİDERİ YEZİD, KABE'Yİ DE HEDEF ALMIŞTI
Ekrem Bura Ekinci'nin destek verdiği Emevilerin lideri Yezid'in ordusu, 682 yılında Kabe'ye saldırmıştı.
Mekke şehri mancınıklar ile harap edilirken sadece şehir değil “Allah’ın evine kimse saldırmaz” diye düşünerek sığınanlar nedeniyle Kabe hedef alınmıştı.
Muaviye’nin oğlu Yezid’in üç yıllık hilafet döneminin birinci yılında İmam-ı Hüseyin’i şehit ettikten sonra, ikinci yılında Mekke'den önce Medine’ye saldırmıştı.
Tarihe “Harra Vakası” olarak geçen bu hadise de askerleri, içlerinde Sahabe kadınlarında olduğu, kadınlara tecavüzü de hoş karşılamış ve teşvik etmişti.
Harra olayından sonra da Mekke’yi kuşatmış, şehiri mancınıklarla yıkmış ve yaktırmıştı. Bu saldırı esnasında Kâbe’nin duvarı da yıkıldı ve örtüsü yandı.
Kuşatma sırasında Yezid’in ölüm haberini duyan Emevi askerleri geri çekilmesiyle, şehir Medine’deki yaşanılan faciayı yaşamaktan kıl payı kurtuldu.
KİM BU EKREM BUĞRA EKİNCİ
Ekrem Buğra Ekinci ise daha önce de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı hedef alan bir yazı kaleme alıp tartışmaya neden olmuştu.
Ekrem Buğra Ekinci’nin arşivini açalım…
ERDOĞAN’I HEDEF ALMIŞTI
Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed'in, Twitter hesabından 1. Dünya Savaşı’nda Medine’yi savunan Fahrettin Paşa’ya yönelik hakaret içeren bir paylaşım yapmış ve “hırsız” şeklinde ağır hakaretlerde bulunmuştu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan çok sert tepki gösterdiği Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed’in “Erdoğan’ın dedeleri hırsız” tezine, Işıkçılar Cemaati’nin yayın organı Türkiye gazetesi yazarı Ekrem Buğra Ekinci destek çıkmıştı.
Ekrem Buğra Ekinci, “Medine'yi İngilizlere değil, Şerif Hüseyin Paşa ve Müslüman Araplara karşı müdafaa eden Fahrettin Paşa bile kahramanı oldu” şeklinde mesaj yazarak şöyle demişti:
“Medine'den topladığı hazineleri ve mukaddes emanetleri Şam'daki Cemal Paşasına yolladı. Bunların çoğu Ittihatçılarca yağma edildi. Cemal Paşa'nın İstanbul'a çektiği 23 Nisan 1917 tarih ve 1025 numaralı telgraf ve bunun ardından 26 Nisan 1917 tarihli Suriye valisi Tahsin Uzer'in şifresi Medine'den gönderilen sandıkların Şam'da açıldığını ve bazı kıymetli taşların burada kaybolduğunu itiraf ediyor.”
“ÇANAKKALE GEÇİLSEYDİ...” DEMİŞTİ
Ekrem Buğra Ekinci’nin, Çanakkale ile ilgili 2015 yılında kaleme aldığı skandal bir makalesi de tepkilere neden olmuştu. Yazısında, Atatürk’ün büyük katkısıyla kazanılan Çanakkale zaferiyle ilgili, “Çanakkale geçilseydi...” diyen Ekinci, bunun gerekçesini de “Petrol havzaları ve mukaddes beldeler işgal edilmezdi” diyerek açıklamıştı. “Çanakkale geçilseydi, Osmanlı Devleti yıkılmaz; Orta Doğu, Balkanlar, Kafkasya ve Anadolu bu ağır enkazın altında kalmazdı” diye yazan Ekinci, Çanakkale zaferinin “Alman kurmaylarının dehası” sonucunda kazanıldığını savunmuştu.
TÜRK-İSLAM SENTEZİNİ ELEŞTİRMİŞTİ
Ekrem Buğra Ekinci 26 Şubat 2018 tarihli Türkiye gazetesindeki yazısında da AKP ve MHP’nin oluşturduğu “Cumhur İttifakı”na karşı çıkmıştı. Yazısına, “Son asırda dini, millî ideolojilerle sentez yapılıp, ulus-devletlerin teşekkülünde kullanılan bir âlete dönüştürmek isteyen bir cereyan vardır” ifadeleriyle başlayan Ekinci, Türk-İslam sentezini eleştirmişti.
VAHDETTİN'İN KAÇIŞINI PEYGAMBERİN HİCRETİNE BENZETTİ
Son Osmanlı Padişahı Vahdettin için “İstanbul’u alan dedesiydi. İstediğine verir” diyen Ekinci, tartışma yaratacak bir yazı daha kaleme almıştı.
“Padişah, siyasî bir buhrana ve iç savaşa sebep olmak istemedi” diyen Ekrem Buğra Ekinci, şunları yazmıştı:
“Ortalık yatıştıktan sonra tekrar dönmek niyetiyle hicrete razı oldu. Hatıralarında, ‘Yaşamak imkânsız olan yerden hicret, Peygamber sünnetidir’ demiştir. Korkmuş muydu? Torunu Hümeyra Hanımsultan’ın da dediği gibi, hayır. Zaten yaşlı ve hasta idi; tek ciğerle yaşıyordu.”
Odatv.com