Almanya’daki aşırı sağcılar, geçtiğimiz yıl yabancılara ve karşıt görüştekilere yönelik olarak
22 bin saldırı düzenlemiştir. 2023 yılbaşı gecesi Berlin, Hamburg, Köln, Düsseldorf ve Stuttgart
gibi bazı büyük kentlerde, Alman ve göçmen gençlerden oluşan grupların polise, itfaiye ve
yardım ekiplerine havai fişekli, taşlı ve şişeli saldırılarını, vitrinlerin camlarını kırmalarını
gerekçe gösteren bazı partiler ve kurumlar toplumu kutuplaştırmaya yönelik açıklamalar yaparak
gerilimi tırmandırmakta, iç barışı tehlikeye düşürmektedir.
Şiddet olaylarını; polise, itfaiye ve yardım ekiplerine yapılan saldırıları şiddetle kınıyoruz.
Ancak olayların gerisinde yatan sosyal- kültürel, ekonomik nedenleri; ayrımcılığın ve
dışlanmanın vardığı noktayı da görmek zorundayız. Siyasetçiler, yaşanan acı olayları siyaset
malzemesi yapmak yerine bilim insanlarıyla, yerli ve göçmen kuruluşlarıyla işbirliği yaparak
sorunlara çözüm aramalıdır.
IRKÇILIK TÜM AVRUPA’NIN SORUNUDUR
Irkçılık ve şiddet sadece Almanya’nın değil, tüm Avrupa’nın sorunudur. Kültürel uyum
sorunlarının kökenini inceleyen sosyologlar “bu konudaki en büyük engelin Avrupalının
doğasında var olan ırkçı yaklaşım olduğu”nu söylemektedir.
Fransa’da, Hollanda’da, Avusturya’da, İngiltere’de, İtalya’da ve diğer ülkelerde aşırı sağ
giderek güçlenmektedir. Hedefte başta Türkler olmak üzere tüm Müslümanlar vardır.
Almanya’da aşırı sağın güçlenmesine gerekçe olarak artan işsizlik ve ekonomik kriz
gösterilmektedir. Ancak hiçbir gerekçe insan düşmanlığını haklı kılamaz.
ALMAN YETKİLİLERE ÖNERİLER
â– İşsizliği ve yoksulluğu önleyecek tedbirleri alınız. Almanya’nın olanaklarını yerli yabancı
ayrımı yapmadan halka eşit olarak sununuz.
â– Çıraklık yeri ve iş arayan yabancılara kolaylık sağlayınız, onlara üçüncü sınıf insan
muamelesi yapmayınız.
â– Göçmenleri seçimlerde günah keçisi olarak göstermeyiniz. Uzun emekler sonucu kurulan
insani ilişkileri ve dostlukları bozmayınız.
â– İnsanların en demokratik hakkı olan seçme ve seçilme hakkını bir an önce biz göçmenlere
de tanıyınız; işlevleri son derece sınırlı olan Yabancılar Meclisi ya da Uyum Meclisi adını
verdiğiniz kuruluşlarla göçmenleri oyalamaktan vazgeçiniz.
â– Çifte vatandaşlığı bir an önce kabul ediniz. Alman vatandaşlığına geçmeyi
kolaylaştırınız. Siyasi partilerde göçmenler için kota uygulaması getiriniz.
â– Alman halkında yabancılara karşı varolan önyargıları ortadan kaldırmaya yönelik
toplumsal, kültürel ve sanatsal çalışmaları destekleyiniz. Kamuoyunu uyarıcı ve
bilgilendirici malzemeler hazırlayınız.
â– Konut arayan göçmenlere ayrımcılık yapmayınız. Böylelikle göçmenler de Almanların
oturduğu mahallelerde ev bulabilir, çocukları Alman çocukları ile oynayabilir ve daha
kolay Almanca öğrenirler.
â– Göçmenlerin dillerine, dinlerine ve kültürlerine saygı gösteriniz. Anadili derslerini
kaldırmaktan, okul bahçelerinde Türkçe konuşmayı yasaklamaktan vazgeçiniz.
Çocuklarımızı asimile etmeye çalışmayınız.
â– Okullarda yerli ile göçmen öğrencilerin kaynaşması için gereken önlemleri alınız. Ders
kitaplarında farklı ülkelerden gelen göçmenlerin ulusal kültürlerine ve dini inançlarına
yer veriniz.
â– Anaokulundan başlayarak eğitimin bütün kademelerinde hoşgörüye dayanan, insan
haklarına saygılı, şiddete, kine ve yabancı düşmanlığına karşı bir eğitim uygulanmasını
sağlayınız.
â– Yabancı düşmanlığı yapanlara ve şiddet uygulayanlara karşı caydırıcı yasal önlemler
alınız.
â– Irkçılığı ve yabancı düşmanlığını körükleyen NPD ve benzeri partileri, örgütleri
kapatınız, onların toplumsal barışı bozmalarına izin vermeyiniz.
TÜRK GÖÇMENLERE DÜŞEN GÖREVLER
â– Çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitimine gereken önemi verelim. Okuyan, araştıran ve
düşünen bir toplum olmak için, yaşadığımız ülkede önemli mevkilere gelmek için
çalışalım.
â– Almanlarla iyi bir diyalog kurmanın ve onlara derdimizi anlatmanın yolu, dil
öğrenmekten geçer. Yaşımız kaç olursa olsun Almanca öğrenmek için gereken çabayı
gösterelim.
â– İşimizle, davranışımızla, çağdaş giyimimizle, komşuluğumuzla ve kültürümüzle
kendimizi bu topluma kabul ettirmek için gayret edelim.
â– İçinde yaşadığımız ülkenin sosyal, kültürel ve dini değerlerine, yasalarına saygı
gösterelim. Uyum için biz de elimizden geleni yapalım.
â– Yurtdışında, kendimizi ülkemizin bir elçisi olarak görelim. Türk-Alman dostluğunu
geliştirmek için çaba gösterelim. Ülkemize turist göndererek onların bizi ve kültürümüzü
daha yakından tanımalarını sağlayalım.
â– Kahvelere ve camilere kapanarak kendimizi toplumdan soyutlamayalım. Siyasi partilere,
sendikalara ve diğer sivil toplum örgütlerine üye olalım. Buralarda sorunlarımızı dile
getirelim, haklarımızı almak için mücadele edelim. Almanya çapında güçlü bir Türk
toplumu oluşturalım.
â– Yabancı düşmanlığı ve ırkçılık bizi bu toplumda uzun yıllar uğraştıracak bir sorundur.
Bunun için başta Türkler olmak üzere, bütünüyle aramızdaki görüş ayrılıklarını bir
kenara bırakarak can ve mal güvenliği ve çocuklarımızın geleceği için bir araya gelmeli,
ileride olabilecek her türlü olumsuz durumları hesaba katarak ona göre önlemimizi
almalıyız.
Bu toplumda barış içinde bir arada yaşamak ve kendimizi ezdirmemek için sokak sokak,
mahalle mahalle örgütlü ve tedbirli olmak gerekiyor. Yabancı düşmanlığına ve ırkçılığa karşı
çıkan yerli, göçmen tüm kişi ve kuruluşlar kalıcı girişimler oluşturmalı, kent, eyalet ve federal
düzeyde çeşitli etkinlikler düzenleyerek aşırı sağa ve şiddet eylemlerine fırsat vermemelidir.
TÜRKİYE’DEN BEKLENTİLERİMİZ
Almanya’da 3 milyon, Avrupa’da 5 milyona yakın Türk veya Türk kökenli insanımız
yaşamaktadır. Bu güç, ülkemiz için her bakımdan büyük bir potansiyeldir. Hükümet yetkilileri
daha önceleri olduğu gibi bizi “Döviz yumurtlayan tavuk” olarak görmekten vazgeçmeli,
sorunlarımıza kulak vermelidir. Çocuklarımıza ve gençlerimize sahip çıkmalı, uygarlığı ile övünen
Avrupa’da bizi ırkçı saldırılardan korumak için gerekli girişimleri ve çalışmaları yapmalıdır.
Siyasetçiler, üniversiteler, bilim insanları, yazarlar, gazeteciler, sanayiciler, dışalımcılar,
dışsatımcılar, tüm yetkili, etkili kişi ve kurumlar; Avrupa ve dünyanın öteki ülkeleriyle olan
ilişkilerinizde bizim sorunlarımızı dile getiriniz. Bizi yalnız bırakmayınız ve desteğinizi bizden
esirgemeyiniz. Yurtdışında var olan güçlü bir Türk Toplumu da sizi unutmayacaktır.