Manastırlı komutan İlker Başbuğ !Genelkurmay Başkanlığı görevini devralacak olan Başbuğ'un ailesi Manastır göçmeni..
Manastırlı komutan İlker Başbuğ !Genelkurmay Başkanlığı görevini devralacak olan Başbuğ'un ailesi Manastır göçmeni.. Yüksek Askeri ŞÃ»ra (YAŞ) bugün toplanıyor. Yaş sınırı nedeniyle görev süresi sona erecek Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, 30 Ağustosâtan itibaren emekliye ayrılacak. General ve albay rütbesindeki 111 subayın terfi ve emekliliklerinin ele alınacağı şÃ»rada, Manastırlı göçmen bir ailenin çocuğu olan Kara Kuvvetleri Komutanı Başbuğ da Genelkurmay Başkanlığıâna getirilecek. Afyonkarahisarâda dünyaya gelen Başbuğ da Türkiye Cumhuriyetiânin 26. Genelkurmay Başkanı olarak bu koltuğa oturacak. İşte yeni Genelkurmay Başkanıânın portresi: -Anne ve babası Makedonyaânın Manastır ilinden Afyonâa göç etti - Babası yedi yaşında vefat etti - Dedesi, anneannesi, dayısı ve teyzeleriyle büyüdü - Maddi gelirleri dedesinin emekli, annesinin dul aylığıydı - Asker olmayı, Kulelili öğrencilerin fiyakası nedeniyle istedi - Fenerbahçe taraftarı. İlk FB maçına dayısı götürdü - 27 Mayıs ve 22 Şubat olayları, üzerinde derin izler bıraktı - Annesine çok düşkündü. Şark hizmetinde bile annesi yanındaydı - Alt rütbeliler, âHocamâ derdi - Felsefe ve sosyoloji düşkünü. Geniş bir klasik müzik arşivi var. AFYON LİSESİâNİN HİKMETİ! Başbuğ 29 Nisan 1943âte dünyaya geldi. İlkokula Afyonkarahisarâda Cumhuriyet İlkokuluânda başladı. Akranlarından daha uzun boylu, zayıfça ama yakışıklı bir çocuktu. Babası Süleyman Bey, İlker henüz yedi yaşlarındayken, verem nedeniyle vefat etti. Makbule Hanım, eşinin son günlerinde sürekli yanında, hastanedeydi. Ama İlkerâi babasının yanına hiç götürmedi. Ãünkü verem bulaşıcıydı. Ortaokul için Afyon Lisesiâne gitmeye başladı. Bu lise, Türkiye siyasi tarihinde önemli bir yere sahip. İki cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Ahmet Necdet Sezer, bir Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı mezunları arasında. Baba Süleyman Beyâin ölümünün üzerinden yaklaşık beş yıl geçmişti. Yıl 1955. İstanbulâa Kuzguncukâa yerleştiler. İlker, parlak bir öğrenciydi. 1957 yılına gelindiğinde yol ayrımına geldi. Kuzguncuk, Kuleli Askeri Lisesi öğrencilerinin gezmeye geldiği bir semtti. Ãniformalarıyla dikkat çekiciydiler. İlkerâin en yakın arkadaşı komşusu Tamerâdi. OĞLUM KURTULDU İki kafadar, âaskerâ olmak istiyordu. Kuleliânin sınavına girip, kazandılar. Böylece büyük dayı tabip Muammer dışında, ailede bir asker daha olacaktı. Anne Makbule Hanım, âOğlum kurtulduâ diyerek dualar etti⦠Sınıf Subayı Binbaşı İsmail öğretmen epey sertti. İsmail Binbaşıânın ardından sınıf subayı olan Sabri Demirbağ ise İlkerâin üzerinde derin izler bırakmıştı. Arkadaşlarının deyimiyle Demirbağ, âçok seçkin bir subaydıâ. Nitekim daha sonra generalliğe yükseldi. Beden eğitimi öğretmeni Ruhi Saralp, felsefe öğretmeni Ali Rıza Koralp, İlker ve arkadaşlarının en sevdikleri öğretmenler arasındaydı. İlker, belki de bu öğretmenin etkisiyle ileride felsefe düşkünü olacaktı. MAREŞAL DERLERDİ Eski Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreter Yardımcısı emekli Tümgeneral Erol Kırışoğlu, İlker Başbuğâa nasıl seslendiğini şöyle açıkladı: âKuleliâdeyken 13-14 yaşında çocuktuk. Ama İlker öyle bir yapıya sahipti ki, hep coolâdu. Ben daha o zamanlar kendisine âmareşalâ derdim.â DERS ÃALIŞMAZDI, ZEKİYDİ Harp Okuluânun popüler öğrencileri arasında değildi. Ama derslerinde başarılıydı. Arkadaşları, âPek ders çalışmıyordu ama zekiydiâ diyor. 27 Mayıs ve 22 Şubat olayları, Harp Okuluândan sonra Piyade Okuluâna devam eden İlker Başbuğâda derin izler bıraktı. Devre arkadaşı emekli Tümgeneral Rıza Küçükoğluâna göre, â1961 ve 1962 Kara Harp Okulu mezunları ihtilal kelimesine bile hoş bakmadı. Hatta fobi olarak geliştiâ¦â Gelelim İlker Başbuğâun evliliğine⦠Kuzguncukâun en işlek caddesi İcadiyeâdeki postanenin müdürü Sevim Hanımâın dayısıydı. Herkes gibi iki aile de birbirini tanıyor. Sevil Hanımâın karacı subay babası Rizeli, annesi ise Artvin Arhavili⦠Aralık 1968âde, İlker Başbuğâun şark hizmetinin ardından dünya evine girdiler. Evlendiklerinde İlker Başbuğâun tayini, Ankaraâdaki Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayıâna çıktı. Feride, çiftin ilk göz ağrısı. Kardeşi Murat ile aralarında 11 yaş var. Yeni evli çiftin ilk evi, Muhafız Alayıânda görev yapan subayların kaldığı Ãankaya Lojmanlarıâydı. Sevil Hanım, Ãankaya Köşküâyle bitişik olan lojmanlardaki Yelken Apartmanıâna gelin geldi. Tesadüf şu ki, 40 yıl sonra bugün de Ãankaya Köşküânün bitişiğindeki konutlarda oturuyorlar. AKADEMİYİ BİRİNCİLİKLE BİTİRDİ İlker Başbuğâun, yurtdışı deneyimi oldukça fazla. İngiltere Kraliyet Harp Akademisi ve NATO Savunma Kolejini bitirdi. Belçika/Brükselâde NATO Uluslararası Askeri Karargâhıânda Cari İstihbarat Plan Subaylığı yaptı. General olduktan sonra Belçika/Monsâta Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Karargâhıânda (SHAPE) Lojistik ve Enformasyon Daire Başkanlığı görevini yürüttü. Son olarak yine Monsâta Milli Askeri Temsil Heyeti (NMR) Başkanlığı görevinde bulundu. Emekli Tümgeneral Rıza Küçükoğlu, Başbuğâun yurtdışı görevleri için şu yorumda bulundu: âKara Harp Akademisiânde yüzbaşı rütbesiyle öğretim üyesiydi. Binbaşı olunca İngiltereâde Kraliyet Kurmay Kolejiâne seçildi. O eğitim çok önemli. İngilizce akademik eserleri rahatlıkla takip edebiliyor. Ayrıca değişik ordulardan komuta ve kurmaylık konusunda deneyim kazandı.â Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen ise şöyle değerlendiriyor: âOna diplomat general yeteneği kazandırmıştır.â Eski Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreter Yardımcısı emekli Tümgeneral Erol Kırışlıoğlu da Eslenâle aynı görüşte. Hatta âBaşbuğ asker olmasaydı iyi bir bilim adamı olabilirdi. âBir daha dünyaya gelsem asker olmamâ sözünü ondan hiç duymadımâ diyor. Kırışlıoğlu, İlker Başbuğâa yönelik ilginç bir anekdodu şöyle aktardı: âİlker kara pilotluğunu kazandı. Kursta gayet iyi olmasına rağmen kendi isteğiyle ayrıldı. Piyade olarak devam etti. Kurmay olmayı tercih etti. Akademiye birlikte girdik. Birincilikle bitirdi.â Bu arada anne Makbule Hanım, böbrek yetersizliği nedeniyle, 1988âde vefat etti. İlker Başbuğ için bu kayıp, belki de hayatının en büyük acısıydı. FELSEFECİ KOMUTAN Kuleli Askeri Lisesiândeki öğretmeni Ali Rıza Koralpâin etkisiyle olsa gerek, İlker Başbuğ tam bir felsefe düşkünü. Ayrıca sosyoloji ve uluslararası diplomasi konusunda teknik okumalar yapıyor. Başbuğâun bu yönü, aslında kendini 25 Eylül 2006âda ele vermişti. Kara Harp Okulu eğitim yılı açılış töreninde yaptığı konuşmadaki entelektüel referanslar, kavramlar, isimler pek çok açıdan ilgi çekiciydi. Nitekim Atatürkçülüğü pozitivizm, rasyonalizm, eleştirel akılcılık gibi kavramlar, Jean Jacque Rousseau, Immanuel Kant, Montesquieu, Emile Durkheim, Ziya Gökalp, George Renan gibi isimlere referanslarla değerlendiriyordu. Diğer bir ilgisi ise filmler ve tiyatro. Eşi ve çocuklarıyla birlikte film izlemeyi çok seviyor. Hatta eşi Sevim Hanım ile bir zamanların Beyoğluândaki en gözde mekânlarından Yeni Melek Sinemasıâna sık sık giderdi. Ãzellikle 1. Ordu Komutanı olduğu dönemde Fenerbahçeânin Şükrü Saraçoğlu Stadıâna gelir, maçları kaçırmamaya çalışırdı. Başbuğâun futbol merakında, ortaokul günlerinin etkisi büyük. Ãünkü Beşiktaşâın o dönemdeki kalecisi Varol, İlker Başbuğâun okuduğu Fıstıkağacı İlkokuluâna gelip gidiyordu. Ortaokulu dışardan bitirmeye çalışıyordu. Hayranıydılar⦠Sigara kullanmıyor. Ancak ara sıra da olsa alkol alıyor. Arkadaşları onun için âsosyal içiciâ diyor. Müzik zevkine gelince birkaç ay sonra Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna oturacak olan İlker Başbuğ tam anlamıyla klasik batı müziği düşkünü. 14 SAAT SICAK ÃATIŞMADAYDI İlker Başbuğ, Türkiyeânin en sorunlu bölgesi Güneydoğuâda da görev yaptı. Ãrneğin 1995 yılında, PKKâya karşı gerçekleştirilen ve 37 gün süren Ãelik 1 Operasyonuânda planlayıcıydı. Operasyona 35 bin asker, 10 bin korucu katıldı. Başbuğâa Doğu Bölgesiândeki üç tugayın sorumluluğunun verilmesinin temelinde, elbette ki becerisi yatıyordu. İlker Başbuğ bu dönemde terör namlusu ile de burun buruna geldi. 22 Ekim 1993âte Diyarbakırâın Lice ilçesi teröristler tarafından ablukaya alınmıştı. Açılan ilk ateş sonrası Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, başına isabet eden bir kurşunla vuruldu. Bu sırada içinde Tümgeneral İlker Başbuğ ve Korgeneral Hasan Kundakçıânın da bulunduğu helikopter Lice üzerinde uçuyor, ama kanas ateşine maruz kalıyordu. Bu durumda alçalarak 55 yaralı askerin bulunduğu okulun bahçesine indiler. 14 saat teröristlerle çatıştılar. Tek bir zayiat verilmedi. CESUR VE DUYGUSAL Doğuâdaki silah arkadaşlarının anlattığına göre İlker Başbuğâun, alt rütbeli subaylarla ilişkisi oldukça iyiydi. Hatta birçoğu ona âhocamâ diye hitap ediyordu. Bunda Kara Harp Akademisiânde (1975-1981) öğretim üyeliği yapmasının etkisi vardı. Deneyimlerini paylaşma konusunda oldukça cömertti. Akademiâde birlikte görev yaptığı devre arkadaşı emekli Orgeneral Fevzi Türkeri bu yönünü şöyle anlattı: âKara Harp Akademisiânde öğretmenlik, bir subay için çok ayrıcalıklı bir olaydır. İlker, ideal bir komutanın liderlik özelliklerine sahiptir. Cesurdur. Ortak akla hürmet eder. Ãnemli anlarda astlarının yanında olur. Onlara moral ve güven verir. Analizcidir. Titizdir. Hafızası kuvvetlidir. Aslında çok duygusaldır, ama belli etmez. Ãok iyi giyinir.â (Bilgiler Tempo dergisinin araştırmasından alınmıştır..)