~~Bilindiği gibi güzel ülkemiz Türkiye'de zaman zaman terörist saldırılar olmakta. Ülkemizde 40 yıla yakındır PKK ve ASALA teröristleri saldırılarında çoğu masum halk olmakla beraber onbinlerce diplomat asker ve vatandaşımızı şehit etmiştir.
~~Bilindiği gibi güzel ülkemiz Türkiye’de zaman zaman terörist saldırılar olmakta. Ülkemizde 40 yıla yakındır PKK ve ASALA teröristleri saldırılarında çoğu masum halk olmakla beraber onbinlerce diplomat asker ve vatandaşımızı şehit etmiştir.
Ülkemizin bölgede kalkınmasını, gelişmesini istemeyen dış mihraklar ülkemizde huzur ortamını bozmak, ülkemizi bölüp parçalamak için ellerinden gelen her türlü saldırı ve tahrikleri artırarak, ülkemizde kaos yaratmanın peşindeler.
Son yıllarda bölgedeki savaşlar nedeniyle de zor günler geçiren ülkemiz ve halkımız adeta terörle yaşatılmak zorunda bırakılmaktadır.
Son senelerde Ülkemiz dışındaki üst akılların ülkemizin başına bela ettiği PKK’ya ek olarak PYD, İŞİD, EL KAİDE, EL NUSRA, FETÖ gibi onlarca terörist örgütü de ülkemizin başına bela ettiler.
Ülkemiz içte ve dışta zor günler geçirmekte. Artan terör gruplarıyla birlikte, ülkemizde terör olayları buna bağlı olarak can kayıpları da kitlesel anlamda artış kazandı.
Ne yazık ki ülkemiz, bölgemiz ve Avrupa’da kan döken, can alan tüm terörist gruplara ABD ve Batılı ülkeler lojistik psikolojik desteklerini sürdürmekteler. Bu terörist grupların ellerindeki tüm ağır silahlar ABD ve Batı ülkelerinden tedarik edilmiştir ve aleni bir şekilde de edilmeye devam etmektedir.
Kendi ülkelerindeki eylemler karşısında dünyayı ayağa kaldıran Batılılar, söz konusu Ortadoğu ve Türkiye olunca ne yazık ki başlarını kuma gömmekte yada timsah gözyaşları dökmektedirler. Terör konusunda üç maymunu oynayan batılı politikacılar terör grupları arasında çifte standart anlayış uygulamaktalar.
İşlerine gelen terör gruplarını onurlu savaşçılar, işlerine gelmeyen terör gruplarını ise ‘teröristler’ diye sınıflandırabilmektedirler. Bu anlayış Batı değer ve düşünceleriyle çelişmekte.
Terör bir cinayet ve insanlık suçu olmakla beraber, terörün asla dini, ırkı olmaz ve bölgesi olmaz.
Terörist grupları ve yan kuruluşlarını Avrupa parlamentolarında ağırlayarak psikolojik olarak, savaş alanlarında silah ve lojistik destek vererek terörü besleyenlerin, terörle yüzleştiklerinde feveran koparmaları samimi bir davranış biçimi değildir.
İnsanlığın baş belası terörün adı ne olursa olsun hiçbir Avrupa değeri söylem ve eylemi onları masum kılamaz, kutsayamaz kılmamalı da. Eğer sizler teröristleri ideallerinizin geçekleşmesinde taşeronlar olarak görürseniz, “bize dokunmayan yılan bin yaşasın” anlayışından dolayı kutsamaya meşru görmeye kalkarsanız, onların döktükleri kanlarda sizlerde boğulmakla beraber sorumluluklarında da ortak olursunuz.
Ucuz siyasi hesaplarla terör gruplarına şirin görünen siyasiler bilmelidirler ki, teröristlerle dans edenler, terörün gerçek yüzüyle kendileri de karşılaşabilirler.
PKK faaliyetleri derhal Avrupa’da yasaklanmalı, PKK’nın terör listesindeki yeri tekrar deklare edilmeli ve kınanmalıdır.
Daha dün ülkemizde 38 can alan 156 kişinin kanını döken teröristlerin bu eyleminden, bunlara destek veren batılı siyasetçilerinde sorumluluğu vardır. Bu terörü gerçekleştirenleri destekleyenleri batı ve Avrupa parlamentolarında ağırlayanlar, vicdanlarıyla yüzleştiler mi acaba?
Bu tür eylemler sonrası vicdanlarıyla yüzleşemeyen siyasetçiler, art niyetli düşünceleriyle dünyanın huzurunu bozmaya devam edecektir. Netice itibarıyla da din ve ırk farkı gözetilmeksizin tüm İnsanlık zarar görecektir.
Bu vesileyle teröre kurban verdiğimiz tüm şehitlerimizi rahmetle, insanlığın baş belası olan tüm teröristleri lanetle anıyoruz…
Ülkemizin başı sağolsun.