BIF BAŞKANI MUHAMMED ÜNAL: “HER TOPLUM KENDİ İNANÇ DEĞERLERİYLE ÖZGÜR BİÇİMDE YAŞAMALI”

Belçika Türk Toplumu’nun Çatı ‘Sivil Toplum’ Kuruluşlarından kısa adı BIF olan ‘Belçika İslam Federasyonu' Başkanı Muhammed Ünal ile ‘Belçika Aydın Haber’ Genel Yayın Yönetmenimiz Celil Gündoğdu bir röportaj gerçekleştirdi. Önemli Mesajların yer aldığı bu güzel röportajı sizlerle paylaşıyoruz

Belçika Türk Toplumu’nun Çatı ‘Sivil Toplum’ Kuruluşlarından kısa adı BIF olan ‘Belçika İslam Federasyonu' Başkanı Muhammed Ünal ile ‘Belçika Aydın Haber’ Genel Yayın Yönetmenimiz Celil Gündoğdu bir röportaj gerçekleştirdi. Önemli Mesajların yer aldığı bu güzel röportajı sizlerle paylaşıyoruz

BAH: Sayın Başkan kendinizi tanıtıp, çalışmalarınız hakkında bizleri aydınlatır mısınız?

Ünal: “Öncelikle bana bu fırsatı verdiğiniz için ‘Belçika Aydın Haber’ Genel Yayın Yönetmeni siz Sayın Celil Gündoğdu’nun şahsında tüm ekibinize şahsım ve federasyonum adına teşekkür ediyorum.

“Ben, kısa adı BİF olan ‘Belçika İslam Federasyonu’ Başkanı Muhammed Ünal. Yaklaşık 5,5 yıldır bu görevi yürütüyorum. Federasyonumuzun bünyesinde Belçika genelinde 30 Camimiz var. Bunlarla beraber yine Federasyonumuzun Ana teşkilat içerisinde Kadınlar, Gençlik gibi çeşitli alanlarda hizmet veren 120 teşkilatımız var. Her kurumumuzun kendi alanlarında çalışmaları var.

Belçika İslam Federasyonu’nun amaçları içerisinde ‘Belçika’da bulunan Müslümanların dini inançlarını öğrenmesi ve yaşamasını kolaylaştırmak için, dini eğitim ve irşat çalışmalarımızla hizmetlerimizi sürdürüyoruz,.”

BAH: Teşkilatlarınızla ne kadar bir Camiaya hizmet vermektesiniz?

Ünal: “Teşkilatımız bünyesinde yaklaşık 6 bine yakın üyemiz var, tüm birimlerimizle beraber. Camilerimizdeki cemaatlerimizi de bu sayıya katarsak, ortalama 30 bin civarında camiaya hitap ediyoruz. Çatı kuruluşu olarak destek verdiğimiz okullarımızda ve kurslarımızdaki çocuklarımızı da eklersek, bu sayı daha da artmakta.

BAH: “Gördüğümüz kadarıyla Teşkilat olarak Okullara destek vererek Eğitim Hizmetleri de vermektesiniz, bu konudaki çalışmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?

Ünal: “Belçika’da tüm okullar gibi, ECIB çatısı altında bulunan desteklediğimiz okullarımızda var. Bu İslam okulları ECIB Çatısı altında kendi dernek ve yönetimleri olan, Belçika yasalarına göre kendi ayrı tüzükleri olan resmi İslam okullarıdır, 

Belçika Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredatını işleyen okullardır. Okullaşma sürecine İslam Okulu olarak, Belçika Anayasası’nda diğer farklı dinlere olduğu gibi, İslam Dinine de bu haklar verilmiştir. Dolayısıyla Belçika’da yaşayan Müslümanlar olarak, Anayasa’dan gelen haklarımızı kullanarak, İslam okulu projesini destekliyoruz.

BAH: Neden böyle bir okulu açmak istiyorsunuz?

Ünal: “ İslam Modeli Eğitim’le gençlerimize daha kaliteli eğitim vermek için bu Okulların açılmasını istiyoruz. Şuan da okullarımızın eğitim kalitesi üst seviyede, içerisinde değişik deneylerle, buluşlara imza atan sınıflarımız ve öğrencilerimiz var.

BAH: “Eğitim verdiğiniz Ana okul, ilk ve orta derece okullarınız da var mı?

Ünal: “Schaerbeek’de ki Okulda, Anaokul ve ilkokul olarak hizmet veriliyor.

2012 yılından bu yana ‘La Vertu’ okulunda Anaokul ve İlkokul olarak hizmet veriliyor,  Öğrenciler artınca mezun olunca Ortaokul sınıflarını açtık. Artan öğrenci talebiyle sınıflar yetmeyince, okulun yakınlarında bir yeri de kiralamak durumunda kaldık. Kiraladığımız yerde ancak 250 öğrencimiz eğitim görebiliyordu.

Daha sonra bu sınıflarda yetmeyince yeni bir bina arayışına giriştik. Allah nasip eyledi Harendeki yeni binamızda orta ve lise sınıflarının eğitimi devam etmektedir. Tabi bu vesileyle Anaokulu, İlkokulu okuyanlar orta ve Lise eğitimlerini de burada tamamlamaktalar.

BAH: “Bildiğimiz kadarıyla sizin ‘Sosyal ve Yardımlaşma’ gibi aktif çalışmalarınızda var. Biraz bu konulardan da bilgi verir misiniz?

Ünal: “Haklısınız biz, Sosyal ve Yardımlaşma gibi çalışmalarda sürdürmekteyiz. Bu çalışmalarımızı partner kuruluşumuz olan ‘Belçika Hasene’ derneğimiz ile gerçekleştiriyoruz.

Bu derneğimizin, çalışmalarının en başında ‘Doğal Afetler’ geliyor. Afet ve acil durumlarda, bu derneğimizin ‘Acil Yardım Fonu’nda toplanan bağışlarla,  Afet bölgelerine yardımlar yapılmaktadır.

Biliyorsunuz bundan birkaç yıl önce ‘Belçika Vervies’ bölgesi civarında meydana gelen ‘Sel Afet’inde orada Sel’den mağdur olanlara ilk yetişen ‘Hasene Derneği’ oldu. Mağdurlara hem fiziki hem de yiyecek içecek olarak maddi anlamda acil yardımlarda bulunduk. Verviers Belediye Başkanı, çalışmalarımızı anlamlı bularak bizlere teşekkür ettiler, O selde o bölgede olan Camimiz de etkilenmişti. Hatta Camimizi bir buçuk yıl kullanamadık..

Tabi bu tür yardımlar diğer ülkelerde bulunan derneklerimizce de yapılmakta. Örneğin Nepal ve İtalya’da da yaşanan Sel felaketlerinde o bölgelerde olan mağdurlara da yardımcı olduk.

Bildiğiniz gibi geçen yıl 6 Şubat’ta ülkemizde yaşanan ve 11 ilimizde büyük kayıplarımızın yaşandığı,  içimizde büyük acılar bırakan Depremlerde de, ilk olarak ‘Uluslararası ‘Hasene Derneği’miz yardıma koştu, Hasene Derneği’miz depremin olduğu ilk gün bölgeye ulaşmak üzere yardım tırlarını yola çıkardı, 1 Milyon Euro nakit  yardımı deprem bölgelerine ulaştırdı.

Ardından  yaptığımız kampanyalarla depremden etkilenen yerlere, öncellikle ulaşımı zor olan köylere ulaştık,. Aynı zamanda o dönemde Suriye’nin kuzeyini de etkileyen depremlerden dolayı oralara da AFAD ile beraber yardımlarda bulunduk. ‘Hasene Köyleri’ kurduk ve kurmaya devam ediyoruz

Tüm bunların yanında ‘Hasene Derneği’  zamana göre Sağlık, Su kuyusu ve Yetimlere yardım amaçlı sosyal ve yardım çalışmalarını da sürdürmekte. Her an Yetimlere yardım edip, Su kuyusu açabiliyoruz.

BAH: “Hasene olarak başlattığınız ‘Kurban Bağış Kampanyaları’nız da var. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Ünal: “Hasene zamanın ihtiyaçlarına  göre çalışmalar yapmaktadır. Şuanda Kurban döneminde olduğumuz için ‘Kurban Bağış kampanyamız’ devam etmekte. Vekalet Yoluyla, Kurban Kesimleri yapmaktayız. Her Kurban için 110 Euro almaktayız. Tabi ki, kurban fiyatları bazı ülkelerde daha ucuz olduğu gibi, bazı ülkelerde çok daha pahalı olabiliyor. Bu nedenle Kurbanları Havuzda toplayarak kurbanlar kesilip dağıtılıyor. Her yıl olduğu gibi bu yıl da 104 Ülkede, 400’ü aşkın gözlemci nezaretinde Kurbanları kesip dağıtacağız. Biz Kurbanları yalnız İslam Ülkelerinde değil, ihtiyaç olan tüm ülkelerde dağıtıyoruz.

Özellikle Deprem’den dolayı Ülkemizde ve Savaşın yaşandığı Gazze ve Filistin’de, Yemen’de, Türk Cumhuriyetlerinde, Güney, Kuzey, Batı Afrika ülkeleri, Asya ülkeleri yani mümkün olduğu kadar ihtiyaç olan tüm ülkelerde kurban kesilmektedir.

BAH: “Belçika’da yaşanan ‘Helal Kesim’ ile ilgili tartışmalar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ünal: “ ‘Belçika İslam Federasyonu’ olarak diğer çatı kuruluşlar, AB’deki İslami kuruluşlarla beraber, bu konuları da yakından takip ediyoruz. Bildiğiniz gibi Executif (Belçika İslam Kurumu) çatısı altında BİF olarak biz de kurucu üyelerdeniz. Bu kuruluş yıllar önce kurulmuştur. Biz diğer kurumlarla beraber bu tartışmaları takip ediyoruz.

‘Helal Kesim’ bildiğiniz gibi ‘Flaman ve Wallonie’ bölgelerinde yasaklandı.  Bu yasak haksız bir yasaktır, öncelikle bunun altını çizelim. Bu bir inanç meselesidir.  Bildiğiniz gibi Yahudi vatandaşlarda, bu karara karşı çıkmaktalar. Tabi bizim dinimizin birde, hayvana eziyet etmeme yönü var. Hayvana eziyet etmek haramdır, bu nedenle kesimlerin de usulüne uygun ehliyetli kişiler tarafından yapılması son derece önemlidir, Bizim inancımıza göre hayvana fazla eziyet vermemesi gerekli. İnancımıza göre hayvanın vücudunun kandan temizlenmesi gerekir. Otoriteler kanı akan hayvanın daha sağlıklı olduğunu söylerler. Kanı içerisinde kalan hayvanın hastalıklara vesile olduğu söylenmekte.

Bu yasaklamanın arka planında daha büyük endişelerin olduğunu düşünüyoruz. Genellikle bu ticari sektörde. Toplu kesimlerde Büyükbaş hayvanlarda yaklaşık 25 kiloya kadar kandan dolayı et kazanabiliyorlar. Nedeni ise, akıtılmayan kan içeride kalarak ete dönüştürülmektedir.

Yüce Allah (cc) bize ‘Kurban Kes’ diye buyurmakta. Peygamberimiz Hz. Resulullah (sav) ise, Hayvanın  nasıl kesilmesi ile ilgili pratiği bize öğretmiştir. Bu iki nedenle önemlidir. Birincisi sağlık açısından, diğeri ise, inanç açısındandır. Bizim inancımız bu yöndedir.

Eğer Flaman ve Wallonie bölgelerinde yasaklar devam edecek olursa, İnşallah Brüksel’de olmaz. Bu yasaklar devam ederse ‘Müslümanların Et Yeme Özgürlüğü’ ellerinden alınmış olur. Bu sağlık ve beslenme açısından son derece yanlıştır,  bu yasaklar aynı zamanda inanca ve insan haklarına kısıtlama ve müdahale olur. Hayvan ve Hayvan Haklarını Tabii ki savunmalıyız. Binlerce yıldır bu Ritüellerle Hayvan Kesme ve Kurban ibadeti yerine getirilmiştir. Hiç bir din ‘Canlıya haksızlık yapılması’nı önermez.

Boğazlama meselesinde bu uygulamanın Müslümanlara karşı, Müslümanların buradaki haklarına karşı bir uygulama olduğunu düşünüyoruz.

BAH: “Laik bir yönetimde Siyasetin bu tür müdahalesini, ‘İnanç Özgürlüğü’ne müdahele olarak mı düşünüyorsunuz?

Ünal: “Belçika Devleti diğer Avrupa Ülkeleri gibi bağımsız ve Laik bir ülkedir. Yani Din ve devlet işlerini birbirine karıştırmayan bir yapıdadır.

Camilere müdahale edildiği kadar, ya da Camilerden tedirgin olunduğu kadar, özellikle Kiliselere, neden müdahale edilmez. Ben Kiliselere müdahale edilsin demiyorum. Ancak uygulamada ki çifte standart  anlayışa itirazım var. Kilise’de,  Cami’de dini bir kurumlardır ve hakları korunmalıdır.

Kilise’ye bir Papaz tayin edilince, direk Vatikan’dan tayin ediliyor bu kabul görüyor, Ortadoks’lara Papaz Türkiye Fener Patrikhanesi’nden tayin ediliyor kabul görüyor.

Belçika Devleti’nin ortaya koyduğu çok doğru bir inisiyatif oluştu, Oda ‘İslam Temsil Kurumu’ olan Exuectief’di. Bu kurum nasıl oluştu. Bütün burada bulunan Camilerin delegasyonuyla beraber, seçim yapıldı. Bu kurumda bir meclis ve bir Yönetim kurulu oluşturuldu. Bu 30 yıla yakın hizmet etti. Daha sonra, bazı siyasilerin müdahalesiyle ne yazık ki dejenere edildi.

BAH : “ Bu İslam Temsil kurumu sizce neden Dejenere edildi? ”

Ünal: “Bu Kurumun çatı kuruluşları Dini kurumlardır. Yani İslam Dinini bilen insanlar oraya temsilcilerini gönderirler,  ‘İslam Dini’ni bilen insanlardan oluşan temsilciler, Belçika’daki Müslümanların ihtiyaçlarına binaen çalışmalar yapar. Bu buraya kadar çok güzel. Ancak, siyaset şöyle yapacaksınız, böyle yapacaksınız diye müdahale ettiği zaman, O zaman devletin Dine müdahale etmesi, söz konusu olur. Buda Laikliğe son derece aykırıdır.

Bizim dinsel olarak kabul edemeyeceğimiz bazı durumlar var Cemaat namazı, Başörtüsü ve Şoklu Kesim vs. gibi, ‘olmazsa olmaz’ olan dini kurallarımız var. Bu yasaklara karşı geldiğimiz zaman, Hükümetin biz bu Exuectief’i tanımıyoruz tehdidi ile, kendi atamasıyla bir kurum meydana getirerek, bu Kurumun, muhatap almak istenmesi yanlıştır.  Bu dayatma, Dine doğrudan müdahaledir. ‘Bizim isteklerimizi siz yerine getirmezseniz bu kurum, muhatabımız olarak bizim isteklerimiz doğrultusunda Belçika’da İslam’ı Temsil eder’ demeye getiriyor.

Bu anlayış Hükümetin Dine müdahalesi değil mi, Bu anlayış Laikliğe karşı suç işlemiş olmuyor mu?

Atama ile getirdiği idareye sözünü dinlettirebilecek. Bu çok önemli, bu şekilde İslami anlayışı istediği şekilde yorumlayacak buda ‘Dini Özgürlüklere müdahaledir ve  kabul edilemez.’

Yarın bu yeni oluşumdaki insanlar ‘sizin bu yaptığınızı kabul etmiyoruz. İnancımıza göre farzı mahal isteklerinizi kabul edemeyiz’ dediklerinde ne olacak o zaman?

Belçika’da ‘Müslümanların Dini ihtiyaçlarını’ Devletin dizayn ettiği kurumlar değil,  Müslüman Dini kurumlar karşılamalı.

BAH: “Sayın Başkan son sözlerinizle Röportajımızı tamamlayalım…”

Ünal: “Biz Belçika’da Belçika vatandaşları olarak yaşamaktayız ve burayı Vatan olarak görmekteyiz. Burada kazanıp, burada harcıyor,  burada Vergilerimizi ödüyoruz. Belçika artık Bizim vatanımız. Belçika’nın toplumsal huzuru, hepimizin huzurudur. Dolayısıyla Müslümanlar olarak huzur ve barış için çalışmalarımızı sonuna kadar var gücümüzle yılmadan, bıkmadan yapmaya devam edeceğiz.

Kurumlarımıza bağlı hiçbir insanın yasalara karşı herhangi bir olumsuz yönde suçu yoktur. Biz Belçikalı tüm komşularımızla dost ve iyi komşuluk ilişkileriyle, barış içerisinde yaşamayı arzu ediyoruz.

Demokratik haklarımızdan olan Dini inançlarımızı özgürce yaşayabileceğimiz bu güzel ülkede bulunan tüm halklarla beraber, barış ve huzur içerisinde yaşamak dileklerimizle tüm okurları saygıyla selamlıyorum.”

www.belcikaaydinhaber.com