İsrail bir terör devletidir, bütün amaç Türkiyeâyi parçalamaktır
İsrail bir terör devletidir, bütün amaç Türkiyeâyi parçalamaktır Mehmet ERGUVAN Kendinize gelin beyler Hukuk kim, İsrail kim? Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: "Parlamenter demokrasinin, serbest piyasa ekonomisinin ve hukukun üstünlüğünün gerçek anlamda uygulandığı iki önemli bölge ülkesiyiz." Gerçek terörist İsrailâdir Gül: Terörden çok çekmiş bir ülke olan ve halen terörle mücadelesini sürdüren Türkiye, İsrailâin maruz kaldığı terör saldırılarını her zaman şiddetle kınıyor. Bu yüzden mi Lübnanâdayız? İsrailâin güvenliği ve sınırlar içerisinde yaşama hakkına sahip olması Türkiyeânin Ortadoğu politikasının değişmez önceliğidir. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve AKP iktidarı sayesinde Türkiye bir ilki gerçekleştirdi. Filistin topraklarını işgal ederek devlet kuran İsrailâin hemen hemen hiçbir İslâm ülkesiyle ilişkisi bulunmuyor. Türkiye, 1948âde İsrailâi tanıyan ilk ülkelerin içerisinde yer almakla kalmadı, bugün çok daha ileri bir adım atarak işgalci devletin Cumhurbaşkanını milletimizin kalbi sayılan TBMM çatısı altına getirerek ona konuşma izni verdi. Bundan yakın bir süre önce devlet ricaliyle görüşebilmek için günlerce kapılarda bekleyen İsrail heyetlerine karşılık, bugün gelinen noktada, sürekli gündemde tutmaya çalıştığımız dış politika faciasının boyutlarını göstermesi bakımından çok önemlidir. Bu noktaya özel gayretle gelindi Türkiyeânin bölgesel sıkıntılarının çözümünü Washingtonâda arayan AKP iktidarı, İsrailâi birinci ortak olarak değerlendiremediği takdirde ABDâden yüz bulamayacağına inanıyor. Hatırlanacağı gibi Başbakan Erdoğanâın 2005 yılında ABDâye yapacağı ziyaret için, Türkiyeâye âÃnce İsrailâle görüşmesiâ bir ön şart olarak dayatılmış, Başbakan, ancak bu ziyareti yaptıktan sonra Bushâtan randevu gelmişti. Başbakan Erdoğan, o gün yapılan eleştirileri değerlendirirken, İsrail ziyaretinin ABD ile bir bağlantısının olmadığını ileri sürüp, eleştirenleri marjinallikle suçlamıştı. Başbakanâa göre bu ziyaret başkaları istediği için değil, âTarihi ve milli mecburiyetten dolayıâ yapılacak bir ziyaretti. Oysa Türkiyeânin İsrailâle ortak en küçük bir milli beraberliği söz konusu değildir. Bin yıllık bir devletin on yıllık bir devletle hiçbir tarihi ilişkisinden söz edilemez. Varlıklarını bütünüyle İsrail-ABD siyasetine angaje eden bir zihniyet taviz üstüne taviz vermiş, en sonunda İsrail Cumhurbaşkanıânı getirip TBMMâde kürsüye çıkartmıştır. AKP iktidarının seçilmiş Filistin yöneticilerine karşı ABD ve İsrailâin arzularına uyarak koyduğu soğuk tavrı, Şimon Peresâe karşı göstermeye gücü yetmez. Ama, AKPâye destek olan herkes, Şimon Peresâe gösterilen içtenliğin neden İsrailâin bile destek ve övgüsünü kazanmış olan Mahmut Abbasâa karşı gösterilmediğini merak edip sormalıdır. Peresâin Türkiye ziyareti, bu ziyaret vesilesiyle yaptığı konuşmalar ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gülâün değerlendirmeleri ülkemizi küçük düşürmekte, nereye sürüklenmek istendiğimizi açıkca gözler önüne sermektedir. Doğal ortakmışız (!) Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye ile İsrailâin âdoğal ortakâ olduğunu iddia ederek şunları söylüyor: âParlamenter demokrasinin, serbest piyasa ekonomisinin ve hukukun üstünlüğünün gerçek anlamda uygulandığı iki önemli bölge ülkesiyiz.â Sayın Gül, İsrailâde Hahamlar Meclisiânin her şeyin üzerinde olduğunu bilmiyor mu? Dünyanın en teokratik, en faşist düzeninin İsrailâde uygulandığından haberdar değil mi? Açlığa mahkûm edilen milyonlarca Filistinliânin varlığı, kemikleri kırılan Filistinli çocukların çığlığı bütün evrende, sadece Sayın Gülâün mü dikkatini çekmedi ki, işgalci siyonistlerin düzenini âHukukun üstünlüğünü esas alan düzenâ olarak değerlendiriyor? Mücahitler terörist mi? Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye ile İsrailâin ortak noktalarını çoğaltmak gayretiyle teröre de uzanıyor ve tarihe geçecek şu ifadeleri kullanıyor: âTerörden çok çekmiş bir ülke olan ve halen terörle mücadelesini sürdüren Türkiye, İsrailâin maruz kaldığı terör saldırılarını her zaman şiddetle kınıyor.â Filistinâde ezici bir çoğunlukla seçimleri kazanan HAMAS liderinin Türkiye ziyaretine karşı çıkan İsrailâi memnun etmek için misafirimizi arka kapıdan kovanların bu baskılara teslim olduklarını yukardaki ifadelerden daha açık hiçbir şey gösteremez. Bunun için mi Lübnanâdayız? Hatırlanacağı gibi işgalci İsrail geçen yıl Lübnanâa saldırmış, bu ülkeyi işgal etmek istemiş, fakat Hizbullah karşısında tarihinin en büyük yenilgisini alarak çekilmek zorunda kalmıştı. Daha sonra BMâyi devreye sokan İsrail, Lübnanâa Türk askerini çekmeyi başarmıştı. AKP iktidarı o günlerde âMadem terörü önlemek istiyorsunuz, o zaman askerimizi İsrailâe neden göndermiyorsunuz?â sorularına cevap vermemişti. O zaman Dışişleri Bakanı olan Gül, işte şimdi Peresâin ziyaretini vesile kılarak askerimizin neden Lübnanâda bulunduğunun ipuçlarını veriyor. Gül bu konuda şunları söylüyor: âİsrailâin güvenliği ve tanınmış sınırlar içerisinde yaşama hakkına sahip olması Türkiyeânin Ortadoğu politikasının değişmez önceliğidir.â Bushâun da sık sık aynı şeyi ifade etmesi AKP eliyle yürütülen politikanın tam bir dış politika faciası olduğunu gözler önü seriyor.




























