ABD Başkanı Donald Tump'ın "karşılıklı tarifeler" kapsamında açıkladığı tarife artışları ve Çin'in buna karşılık vermesi, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasında bir ticaret savaşının fitilini ateşlemiş görünüyor.
ABD Başkanı Donald Tump'ın "karşılıklı tarifeler" kapsamında açıkladığı tarife artışları ve Çin'in buna karşılık vermesi, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasında bir ticaret savaşının fitilini ateşlemiş görünüyor.
ABD'nin Çin'e getirdiği yüzde 34'lük ek tarifeye Pekin'in aynı oranda artışla karşılık vermesi ve Trump'ın, bu misillemenin geri çekilmemesi halinde yüzde 50 ek tarife daha getireceğini açıklamasıyla tırmanan restleşmeyle, büyük bir ticaret hacmine sahip iki ülke arasında asgari gümrük tarifesi yüzde 104'e kadar çıkacak.
Dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki ekonomik ayrışmanın küresel ekonomide topyekun durgunluk riskine yol açacağı, küresel sanayi ve tedarik zincirlerini yeniden şekillendirecek bir ticaret savaşını başlatacağı öngörülüyor.
Trump'ın tarife politikası, dünya ekonomisinde Sovyetler Birliği'nin dağılmasından bu yana son 40 yılda, "küreselleşme" olarak anılan, gümrük engellerinin kaldırıldığı, serbest ticarete ve sermayenin serbest dolaşımına dayalı ekonomik düzende köklü bir değişim yaratmaya aday görünüyor.
ABD Başkanı, tarifeleri bir silah olarak kullanarak, bir yandan ülkesinin dış ticaret açığını kapatırken diğer yandan küreselleşme sürecinde işgücünün daha ucuz, üretim maliyetlerinin daha düşük olduğu, Çin gibi gelişmekte olan ülkelere kayan imalat sanayi yatırımlarını geri getirmeyi hedefliyor.
ABD'nin tarife politikası, ülkenin tüm ticaret ortaklarına yönelik gibi görünse de etkileri bakımından en büyük ekonomik ayrışma Çin ile olacak.
ABD'nin Çin'e dış ticaret açığı 6 kattan fazla arttı
ABD Ticaret Temsilciliğinin verilerine göre, iki ülke arasındaki ticaret hacmi 2024'te 582,4 milyar dolara ulaştı.
ABD, Çin'e 143,5 milyar dolar değerine ürün ihraç ederken, bu ülkeden 438,9 milyar dolarlık ürün ithal etti. İki ülke arasındaki dış ticaret açığı da 295,4 milyar dolar oldu.
ABD'nin Çin ile ticaretinde verdiği açık 2000'li yılların başında 50 milyar dolardan azken, son 25 yılda 6 kattan fazla artış gösterdi.
iPhone'ların yüzde 90'ının son montajı Çin'de yapılıyor
Çinli ihracatçılar ABD'ye en çok elektronik ürünler, donanımlar ve parçalarını, çelik ve alüminyum gibi baz metaller ve tekstil, plastik, kıyafet, oyuncak, mobilya gibi çok sayıda imalat ürününü satıyor.
ABD'ye satışlar Çin'in ihracatının yüzde 14,7'sini oluştururken, ABD'nin Çin ithalatı toplam ithalatının yüzde 13'ü seviyesinde bulunuyor.
Son 20 yılda Çin ile ABD arasında karşılıklı ticaretteki kar zarar hesabını aşan bir ekonomik bağımlılık ilişkisi de ortaya çıktı.
ABD şirketleri, özellikle Çin'in güçlü olduğu ve yıllar içinde değer zincirinde yükseldiği teknoloji ürünleri imalatında kritik bir işbirliği içinde. Örneğin ABD'li teknoloji devi Apple'ın tüm dünyada satılan akıllı telefon modeli iPhone'ların yüzde 90'ının son montajı Çin'de yapılıyor.
ABD'li şirket son yıllarda tedarik zincirini çeşitlendirerek üretiminin bir kısmını Vietnam ve Hindistan gibi ülkelere kaydırsa da Çin hala üretiminde merkezi bir rol oynuyor.
Trump, Çin'e alternatif olabilecek ülkelere de tarifeler getiriyor
Trump'ın tarife politikasında Çin'e alternatif olabilecek ülkelere de ek tarifeler getirmesi, Amerikan firmalarının tedarik zincirlerini çeşitlendirme alternatiflerini de azaltıyor.
ABD, "karşılıklı tarifeler" kapsamında Güneydoğu Asya ülkeleri Vietnam'a yüzde 46, Kamboçya'ya yüzde 49, Endonezya'ya yüzde 32, Malezya'ya yüzde 24, Tayland'a yüzde 37 ve Çin'in rakibi Hindistan'a yüzde 26 ek gümrük vergisi getireceğini bildirdi.
Bu ülkelerden Vietnam, son yıllarda imalat değer zinciri içinde, uluslararası firmalar için yaptığı üretimle öne çıkmıştı. ABD'ye ihracatı, gayrisafi hasılasının yüzde 25'ine ulaşan Vietnam'ın, Trump'ın yeni tarife rejimiyle değişen uluslararası ticaretten en fazla olumsuz etkilenecek ülkeler arasında yer alması bekleniyor.
Ticarette kartların yeniden dağıtıldığı bu dönemin, Çin'e, bölge ülkeleriyle ekonomik işbirliklerini geliştirmek ve alternatif pazarlara açılmak açısından fırsatlar yaratabileceği de öngörülüyor.
Amerikan tüketicileri zarar görecek
Ekonomistler, ABD'de kullanılan tüketici ürünlerinin büyük bölümünün Çin'de üretildiği ve bu üretimin hızla ikame edilemeyeceğine dikkati çekerek, tarifelerden asıl zararı Amerikan vatandaşlarının göreceği uyarısında bulundu.
ABD'deki sektör örgütleri de kaygılarını dile getirdi. Ulusal İmalatçılar Birliği, tarifelerin üretim maliyetlerini artıracağını, yatırımları ve tedarik zincirlerini riske atacağını ve ülkenin imalattaki rekabetçiliğine zarar vereceğini belirtti.
Ulusal Perakende Birliği de tarifelerin faturasını yabancı ülkelerin değil, Amerikan tüketicilerinin ve ithalatçılarının ödeyeceğine işaret etti.
Piyasa araştırma kuruluşu Import Yeti'nin verilerine göre, ABD'nin en büyük perakende market zinciri Wall-Mart'ta satılan ürünlerin yüzde 60'ı Çin'den ithal ediliyor.
Fiyatlar yükselecek
Tarife artışlarının kısa vadede Amerikalı tüketicilere fiyat artışı olarak yansıyacağı öngörülüyor. ABD'nin Yale Üniversitesine bağlı Budget Lab'in verilerine göre, yeni tarifeler, ABD'de fiyatları yılda yüzde 2,3 artırarak ülkede bir hane halkına yılda ortalama 3 bin 800 dolar ek maliyet getirecek.
Buna göre, Kamboçya'da üretilip ABD'de 24 dolara satılan bir bebek kıyafetinin fiyatının 35,76 dolara, Mısır'da üretilip ABD'de 39,98 dolara satılan bir kotun fiyatının 43,98 dolara, Pakistan'da üretilip ABD'de 17,99 dolara satılan bir futbol topunun fiyatı 23,32 dolara, Brezilya'dan ithal edilen ve ABD'de 8,30 dolara satılan bir bardak kahvenin fiyatı 9,13 dolara ve Meksika'da üretilip ABD'de 31 bin 395 dolara satılan SUV model otomobilin fiyatı 39 bin 244 dolara çıkacak.
Çin'e uygulanan tarife yalnızca yüzde 54'te kalsa bile, bu ülkede üretilip ABD'de 59 dolara satılan otomobil bebek koltuğunun fiyatı 90,86 dolara, 499 dolara satılan Playstation 5'in fiyatı 768,46 dolara ve 999 dolara satılan son model iPhone'un fiyatı 1538,46 dolara yükselecek.
Amerikan şirketleri de Trump'ın tarife politikasının yaratacağı belirsizliklerin etkilerini şimdiden hissetmeye başladı. Trump yeniden iktidara geldiğinden bu yana ABD borsalarında işlem gören hisseler yaklaşık 10 trilyon dolar değer kaybetti.
Çin, bir kez daha Trump'ın hedefinde
Trump, önceki iktidar döneminde Çin ile ekonomik rekabeti önceleyen politika tercihlerini ortaya koymuştu. Çin'deki devlet destekli sanayi politikasının adil rekabete zarar vererek ABD'li üreticileri dezavantajlı konuma getirdiğini savunan Trump, bu sebeple gümrük vergilerinin bu politikayı dengelemek üzere artırılması gerektiğini savunmuştu.
Trump, ilk iktidar döneminde Çin ile ticaret açığını ve Pekin yönetiminin rekabete aykırı sanayi teşvik politikalarını öne sürerek, 2018'de ilk olarak Çin'den ithal edilen alüminyuma yüzde 10 ve çelik ürünlerine yüzde 25 ilave gümrük tarifesi getirmişti.
Çin'in buna karşılık vermesi üzerine uluslararası kamuoyunda "ticaret savaşı" olarak adlandırılan, iki ülkenin 100 milyarlarca dolarlık dış ticaret alışverişleri için gümrük tarifelerini karşılıklı artırmasıyla tırmanan bir süreç yaşanmıştı.
ABD Başkanı Trump, bu yılın başında yeniden göreve geldikten sonra, 1 Şubat'ta imzaladığı kararname ile Çin'den gerçekleştirilen ithalata yüzde 10 gümrük vergisi getirmiş, 4 Mart ise önceki kararnamede yaptığı değişiklikle Çin'e yönelik gümrük tarifesini yüzde 20'ye yükseltmişti.
Çin hükümeti, Trump'ın tarife artışına karşı 4 Şubat'ta bir dizi tedbiri duyurmuştu. ABD'den aralarında ham petrol, tarım ekipmanları, yüksek emisyonlu taşıtlar ve kamyonetlerin olduğu ürünlere yüzde 10, kömür ve doğal gaz ithalatına yüzde 15 ek gümrük vergisi getirileceği, bazı kritik madenlere ihracat kontrolü uygulanacağı bildirilmişti.
Pekin yönetimi, ikinci tarife artışında da ABD'den ithal belirli tarım ve gıda ürünlerine yüzde 10 ila 15 ek gümrük vergisi getirmiş, ayrıca savunma, havacılık, teknoloji ve lojistik sektörlerde faaliyet gösteren bazı ABD'li şirketlere yaptırımlar açıklamıştı.
"Karşılıklı tarifeler"
Başkan Trump, ABD'de "Kurtuluş Günü" olarak kutlanan 2 Nisan'da ülkenin önde gelen ticaret ortağı olan ülkelere "karşılıklı tarifeler" adı altında ek gümrük vergileri getireceğini bildirmişti.
Temel tarife oranı yüzde 10'un üzerine, gümrük tarifeleri ile kur manipülasyonu ve ticaret önündeki diğer engelleri hesaba katarak ülkeye göre değişen oranda gümrük tarifeleri belirlenmişti.
Washington yönetimi, Çin'e yüzde 10 baz tarifeye ilave olarak yüzde 24 "karşılıklı tarife" olmak üzere toplamda yüzde 34 ek gümrük tarifesi getirileceğini açıklamıştı.
Yeni tarife artışlarıyla ABD'nin Çin'den ithal ürünlere uyguladığı asgari gümrük tarifesi yüzde 54'e kadar çıkmıştı.
Asgari gümrük tarifesi yüzde 104'e yükselecek
Çin, ABD'nin tarife artışlarına tepki gösteren ilk ülke olmuş, yüzde 34'lük tarife artışına karşı aynı oranda ek tarife uygulayacağını duyurmuştu.
Pekin yönetimi, ayrıca Dünya Ticaret Örgütünde ABD aleyhine dava açmış, bazı nadir toprak elementlerinin ihracatına kısıtlama getirmiş ve ABD şirketlerine yönelik yaptırımlar açıklamıştı.
ABD Başkanı Trump da buna karşılık Çin'in, karşılıklı tarifelere misilleme olarak getirdiği yüzde 34 ek tarife artışını geri çekmediği takdirde yüzde 50 ek tarife daha getireceğini ve Çin ile planlanan görüşmeleri iptal edeceğini bildirmişti.
Çin hükümeti, yaptığı açıklamalarla ABD'nin tarife tehdidine karşı geri atmayacağı mesajını verirken ABD'nin ek tarifesinin bu gece yarısından itibaren yürürlüğe girmesi bekleniyor.
Yeni tarife artışlarıyla ABD'nin Çin'den ithal ürünlere uyguladığı asgari gümrük tarifesi yüzde 104'e yükselecek. Çin'in de buna karşılık vermesiyle dünyanın en büyük ekonomileri arasında dev bir gümrük duvarı oluşacak.