Gerard Georges Lemaire adlı Fransız, küçük bir soru soruyor bize : « _Siz kimsiniz ? » Devam ediyor : « _Yeni Türk kültürü tam olarak doğmadı henuz. Bir bütün olacak kadar kuvvetli bir kültür yok sizde â¦Geçmişin kültürü de
Gerard Georges Lemaire adlı Fransız, küçük bir soru soruyor bize : « _Siz kimsiniz ? » Devam ediyor : « _Yeni Türk kültürü tam olarak doğmadı henuz. Bir bütün olacak kadar kuvvetli bir kültür yok sizde â¦Geçmişin kültürü de tamamen yok edilmiş. Ben hep Turk ruhunu bulmak istiyorum. Siz Türkler kimsiniz ? Nasıl yaşıyorsunuz ? Bu sorulara cevap bulamıyorum. » « -Genç Türk sanatçılarının Biennaal'da sergilenen çalışmaları beni hayrete düşürdü. Batılılar gibi birşeyler yapmak istiyorlar. O zamanda Alman etkisi altında bir resim çıkıyor ortaya⦠Bunun anlamı ne ? » « -Bu tarz beni ilgilendirse Berlin'e giderdim. Beni hayrete düşüren bir başka şey de edebiyatınızda kim yazıyor, ne yazıyor hâlâ anlayabilmiş değilim. » Lemaire sözlerini « Kendi kişililiğini koruyarak, harflerini ve düşünce biçimini değiştirmeden gelişen tek ülke Japonya'dır » şeklinde sürdürüyor ve « Geleneksel kültürümüzün » reddedilmesini tek kelimeyle yorumluyor : « -Hazin⦠» (Arnedamento-Dekarasyon Dergisin'den) * * * Geçmiş zaman diliminin iz düşümünü yansıtan bu anektotun, can alıcı noktası⦠Tarihiyle barışık olmayan kültürün yozlaşması, Batı esintilerinde savrulurken dengesizleşmesiyle » Evrensel Kültür ve Sanat » formatının kendi kimliğini yitirme evresidir. Dünya kütüğüne, »Türk Kültürü ve Sanatı » damgasını vurabilmek için zamanında yöntemler aranmıştır (markalasmak adina). Bu projeleşme sürecindeki çalışmaların getiri ve götürüsünün sismik hareketliliğiyle dalgalanma yaşadığımız bir gerçektir. Lakin, bu zaman dilimine bakış attığımızda,katedilen mesafeyle âKültür ve Sanatâ konumumuzu Batılıları heyecanlandıracak kadar ileri safaya taşımış hayranlık ifadesi sınırlarını aşmış ve tebrik görür kıvama getirmişizdir. Buda tabi ki, kendi kimliğimizi kalıbımıza oturtma referansının uzantılarını (Bir Ulusun, tarihten silinmemesinin tek garantisi olan; dil, din, ırk, ilimâ¦) kültür ve sanatımızla uzlaştırabilme çabamızın sunumudur. * * * â-Mevlana der ki; âŞeklimiz denizde yüzen boş kaseler gibidir. Kap içi dolana kadar gezer. Sonra denize batar.â Kasenin boşluğuna bir imadır yaptıklarım. Kalp gözünü açıp nakkaşların ardındaki nakkaşı görmeye çalışıyorum. Ãmidim, değişmeyeni arayarak değişmeyi anlatmaya çalışmak.â Değerli ressamımız Erol Akyavaş'ın sözlerini içime sindirip sizlere fikrimi ve gönül ritmimin tinisini dinletmeyi düşünmekteyim. Tabi ki bilgilendirmek adına⦠Bu platformda, tarih birikimimizin harmonileşme modundaki evrensel yakınlaşmasını ve ulusal kültürlerin sanat yelpazesinde kaynaşmasının verdiği gökkuşağı lezzetini sizlerle paylaşmayı planlıyoruz⦠Siz katılımcılarımıza vereceği destek için simdiden teşekkür ederim. Saygılarımla⦠* * * Esmer Tual