Şimdi de Türkiye'li Aleviler hedef gösterilmeye başlandı!...

SHAFAQNA - Beşşar Esad'ın Sünni bölgeleri şiddetli bir şekilde bombaladığı, Alevi ve Nusayrilerin ağırlıklı olduğu bölgelere silahlarını kaydırılarak Alevi devleti kurmak için hazırlık yapıldığı yaygarasının ardından, şimdi de Türkiye’den 5 bin Alevinin Esad’a yardım için Suriye’ye geçtiği, Türk ordusu ve MİT’i içinde Esad’a yardım eden Aleviler olduğu iddia edildi.

SHAFAQNA - Beşşar Esad'ın Sünni bölgeleri şiddetli bir şekilde bombaladığı, Alevi ve Nusayrilerin ağırlıklı olduğu bölgelere silahlarını kaydırılarak Alevi devleti kurmak için hazırlık yapıldığı yaygarasının ardından, şimdi de Türkiye’den 5 bin Alevinin Esad’a yardım için Suriye’ye geçtiği, Türk ordusu ve MİT’i içinde Esad’a yardım eden Aleviler olduğu iddia edildi.

Haber sitelerine düşen Haberin kaynağı ise ya adının verilmesini istemeyen bir yetkilidir veya sözlerinin doğruluğunda hiç şüphe olmayan Suriye muhalefeti.

21 yıl boyunca Hafız Esad'ın yardımcılığını yapan, bütün işlerinde ortak olan, belki de birçok istenmeyen şeye onu yönlendiren eski başkan yardımcısı Abdülhalim Haddam, özellikle bizim Türk medyasının güvenilir kaynağı olarak hafta içerisinde bu yönde bir açıklama yaptı.

Haddam; "Şam yönetiminin füzelerini ve stratejik silahlarını, Alevilerin yoğun olduğu bölgelere naklettiğini" söyledi. "Yakın bir gelecekte Alevi devleti kurulması kesin" diyen Haddam, rejimin isyancılarla savaşmak için tanklarını ve ağır makineli tüfekleri ise 'şimdilik' bu bölgeye taşımadığını öne sürdü.

Hedefin Sünni hiçbir desteğinin olmadığını ve Sünnilerin Esad’ın etrafından kopmalarını amaçladığı tahmin edilen iddia, aradan üç gün geçtikten sonra bu kez de Londra merkezli Eş Şarkül Avsat Gazetesi, istihbarat kaynaklarına dayandırarak, B planı olarak Beşşar Esad'in bir Alevi devleti kurmaya hazırlandığını ortaya attı.

İddiaya göre, muhaliflerin saldırıları ve uluslararası baskısı karşısında sıkışan Esad, güvenlik güçlerinin Akdeniz kıyısındaki kentlere, Humus, Hula, El Haffe ve Tiremise'ye yönelik saldırıların planın bir parçası olduğu ve Esad yönetiminin amacının Sünni nüfusu göç ettirip, Alevi nüfusu genişleterek bölgedeki demografik yapıyı değiştirmek olduğu öne sürüldü.

Esad yönetiminin Şam'ın düşmesi durumunda Akdeniz kıyısından Ensariye Dağları'na kadar uzanan, Lazkiye ve Tartus kentlerini de içine alan, Alevi nüfusun çoğunlukta olduğu bölgede bir Alevi devleti kurulacağı daha önce de iddia edilmişti.

ALEVİLER TOPLANIYOR MU? BU SEFER DE HEDEFTE TÜRKİYE ALEVİLERİ Mİ VAR?

Bilindiği üzere Nusayriler sadece Suriye'nin Lazkiye, Banilas ve Tarsus ilerinde yaşamıyor. Hatay, Mersin ve Adana'da da ciddi oranda Nusayri nüfus yaşıyor. Türkiye'de yaklaşık 500 bine yakın Nusayri'nin olduğu biliniyor.

İddiaya göre Suriye, Türkiye'deki bu nüfusa karşı kayıtsız kalmamış uzun dönem yatırım yapmıştı. 90'ların sonuna doğru Suriye'nin Washington Büyükelçisi Velid El Muallim, Hatay'ın Suriye'ye ait olduğunu söyleyerek, 'Hatay'ı asla unutmadık, bunu çocuklarımıza da öğretiyoruz' demişti."

İSKENDERUN KURTULUŞ ÖRGÜTÜ KURULDU

Türkiye Alevilerinin de hedef gösterildiği habere göre Suriye, Türkiye'deki Alevi ve Nusayrileri kullanabilmek için 80'den sonra Hatay'daki Nusayrilere yönelik bazı imtiyazlar tanımıştı. Türkiye'de yaşayan Nusayri'li öğrencileri kendi ülkesinde okutmak için bazı imkânlar sağlamıştı.

Baba Esad, Suriye istihbarat teşkilatı El Muhaberat'ı kullanarak Nusayrileri teşkilatlanmaya başlamış ve Suriye'deki PKK ile birlikte hareket etmelerine de olanak sağlamıştı. Hatay civarında ''İskenderun Kurtuluş Örgütü' (İKÖ) adında bir örgüt kurmuştu.

Türkiye'den Suriye'ye geçen Nusayri'li üniversite öğrencileri üzerinden politika geliştiren Esad, Türkiye'nin yaptığı baskılar sonucu, bir süre sonra kurduğu bu örgütü tasfiye ettiğini açıklamıştı.

Türk istihbarat kaynakları ise, 2000 yılı öncesinde üç bin civarında üyesi olan bu örgütün Esad tarafından tamamen tasfiye edilmediğini, hatta PKK'ya ciddi bir oranda katılımın gerçekleştiğini belirtiyor. Ayrıca bir bölümünün de üniversitelerine devam ettiğini ve bir süre sonra Türkiye içinde teşkilatlanarak Suriye istihbaratı El- Muhaberata çalışan bir yapılanma haline geldikleri ifade ediliyor.

2. HEDEF MİT ve ORDU İÇERİSİNDEKİ ALEVİLERİ TASFİYE EDEREK TAMAMEN SÜNNİ BİR YAPILANMA OLUŞTURMAK MI?

Baştan sona spekülasyon kokan habere göre geçen yıl Suriye'den kaçarak Türkiye'ye sığınan Özgür Suriye Ordusu lideri Albay Hüseyin Hermuş para karşılığında Esad askerlerine satılmıştı. Bu satışı organize eden kişi de MİT görevlisi Ö.S idi. Nitekim bir süre sonra da görevden uzaklaştırıldı. Ayrıca MİT Hatay Bölge Müdürü M.A.A'nın da bu organizasyondan haberi olduğu iddia edilmişti.

MİT içindeki Alevi vatandaşlarımızın tasfiyesini hedefleyen bu habere göre kaçak Albay'ı Esad’a teslim eden MİT görevlisi Ö.S, Esad'in Türkiye'deki Nusayri yapılanmasından bir isim. Ayrıca işin içerisinde sadece Ö.S'nin de olmadığı çok daha derin bir Nusayri yapılanmasının olduğu ifade ediliyor.

Bu habere yalanlama gelmezse, yakında MİT ve ordudaki Alevilere karşı bir temizlik operasyonunun düğmesine basıldığı anlamına gelecektir.

5 BİN NUSAYRİ VE ALEVİ SAVAŞMAK İÇİN SURİYE'YE GEÇTİ İDDİASI

İddiaya göre, bu yapılanmanın son bir yıldır bölgede ciddi bir çalışma yaptığı belirtiliyor. Elde edilen bilgilere göre, şuana kadar Türkiye'den Suriye'ye yaklaşık olarak 5 bin civarında Nusayri ve Alevi'nin geçtiği belirtiliyor.

Tamamen İsrail-Vahhabi senaryosu kokan iddianın devamı savaş nedeni sayılacak sözler. Suriye’deki savaşı Sünni Alevi savaşı gibi gösterme gayretinde olan kaynağı belirsiz habere göre, Esad askerlerinin yanı sıra, Sünni Müslümanları öldürenlerin arasında İran'ın Devrim muhafızları ile birlikte Türkiye'den giden Nusayri ve Alevilerinde olduğu devlet tarafından belgelendirilmiş durumda.

MİT ve Ordu içindeki Alevilerin açıkça hedef gösterildiği satırın ise her yerinden şeytenet kaynıyor.

Yine iddiaya göre bölgede görev yapan önemli bir yetkili; '' Türkiye'de MİT ve Ordu içerisinde hem de devlet içerisinde önemli bir Nusayri yapılanması var. Ayrıca medya da önde olan Esad taraftarlarına iyi bakılmalı. Bu isimlerin aniden İslamcı İran, Komünist Çin ve Rusya yanlısı olmaları bir tesadüf değil.''

REYHANLI'DAKİ HER HAREKETTEN HABER ALIYORLAR

Bölgeyi çok iyi bilen devlet görevlisi ise; ''Sınırdaki karakol etrafında cereyan eden her gelişmenin, bir gün sonra sadece Esad yanlısı medyada yer alması bir rastlantı olarak değerlendirilmemeli.''

Birçok defa yaralı Suriyelilere ambulans gönderilmedi, köy halkının yardımı olmasa bu konuda ciddi sıkıntılar yaşanabileceğini belirten yetkili, şuan için Suriyeli muhaliflere en çok zorluk çıkaranlardan birinin bölgedeki üst düzey bir komutan olduğunu iddia ediyor.

Tespitimizin doğruluğuna başka bir kanıt yine üsteki cümle. Haber kaynağının kim olduğu belli olmazken, Türkiye’nin başına örülmek istenen çorabın ve tam bir Alevi-Sünni geriliminin alt yapısını hazırlar cinsten. Adı-şanı belirsiz kaynak şöyle diyor:

''Bölgedeki Esad taraftarı olan Nusayriler sürekli olarak Suriye istihbaratı ile kontak halinde. Bu yapının devlet içerisinde çok önemli bağlantıları var. Türkiye'nin yapacağı hamleleri önceden öğrenme imkânına sahipler.

Türkiye'ye kaçmış Suriyeli muhaliflerin arasına girerek kaos çıkarmak için çalışma yapabilirler. Muhaliflerin kaldığı kampta çıkan yangına ve sonrasındaki kargaşaya iyi bakılmalı. Devamının gelmesini isteyenler olacaktır. Zira Esad'in beyin takımının ölümünden sorumlu gördüğü Türkiye için intikam alacağı artık sır değil.”

Bütün bu iddialara bakılmalı, özellikle bu kaynak çok iyi araştırılmalıdır. İddianın arkasında İsrail-Suudi ittifakının şer odakları olup olmadığına iyi bakılmalıdır.