UNUTMAYINIZ BELÇİKA TÜRK KADINLAR BİRLİĞİ YIL SONU KERMESİ BU PAZAR GÜNÜ

1990 yılından bu yana çalışmalarını sürdüren BELÇİKA TÜRK KADINLAR BİRLİĞİ tarafından  Chee.de Haecht 201-(1030) Schaerbeek'de bulunan AKM salonunda  21 Aralık 2014 Pazar günü, saat 11:00'de başlayacak olan Kermes katılımı sakın unutmayınız.

1990 yılından bu yana çalışmalarını sürdüren BELÇİKA TÜRK KADINLAR BİRLİĞİ tarafından  Chee.de Haecht 201-(1030) Schaerbeek'de bulunan AKM salonunda  21 Aralık 2014 Pazar günü, saat 11:00'de başlayacak olan Kermes katılımı sakın unutmayınız.

Birlik Başkanı Leyla Teker’in yorumunu aşağıda sunuyoruz:
“Kadınlarımızın bir şeylerle uğraşıyor olması, bu uğraşının sonunda başarıya ulaşması kendilerine olan güvenin tazelenmesidir. Her tazelenen güven bir başka başarıyı getirir.

Sevgili öğrencilerim yalnızca kendilerini  değil, çevrelerindeki dostlarını, hatta beni de motive etmekteler.Her yeni gelen öğrenci, beş saatlik çalışmanın ve diğerleriyle birlikteliğin  ertesi ders günü, yılların dostlarıymış gibi sıcacık ellerini, yüreklerini, gülüşlerini paylaşırlar.

Size biraz onlardan söz etmek isterim.Onları sizlere tanıtmadan önce; herkesin, zenginin fakirin hatta çocuğun problemlerimin olduğunu söylemek isterim. Çocuk ya bir oyuncağı veya futbol topu gibi küçük sorunlarla dertlenir. Yetişkinler öyle mi ya? Keşke hep ÇOCUK kalsaydık!...

Bu çalışmalarımız bir tür sanatsal terapi.Sorunlarımızdan bir süreliğine uzaklaşmak hepimize iyi gelir.Elele verip hem sorunlarımızı çözmeyi ve hem de çalışmalarımızın bize verdiği özgüvenle hayata  daha iyimser bakmayı öğreniriz..

Yoklama listesindekı sıralamaya göre, ilk sırada ENDER  var:

ENDER: Otoriter mi OTORİTER. Yaratıcı, uygulayıcı, projelerinin arkasından koşar. Doğrucu Davut! Yeniliklere ve  öğrenmeye açık. Her zaman da bildiklerini karşısındakilere aktarmasını bilir.”Yani, bu da bende kalsın demez.”İki yetişkin delikanlının  muhteşem annesidir.Bu sene ressamlığı deniyor. Ve çok da BAŞARILI. 21 Aralık’ta sizler de aynı şeyi düşüneceksiniz.

DİLŞEN: Geçen dönem başladı kurslarımıza. Dinamik, yorulmaz,  şirin mi şirin iki çocuk annesi.Ayaklarının üstünde duran, etrafına neşe saçan, “Ne iş olsa yaparım abi” tarzıyla her işi kotaran, üşenmek nedir bilmeyen kızımız, çini işleriyle tamamladı geçen dönemi.  Bu dönem nihayet o da tablo yapmaya merak sardı. Hatta bir tane yaptı da.Nefis Türk motifleriyle bezedi tuali. Görünce hemen tanıyacaksınız zaten.

MUALLA: Sanat çalışmalarına bazen ara  verse de eski/kıdemli öğrencilerimizdendir. Azimli, tuttuğunu koparan, ayakları üstünde nasıl duracağını (!) bilen, iki pırıl pırıl çocuk annesi. Çalışmaktan yüksünmeyen, yorgunluktan bitap düştüğü zamanlar bile gülücüklerini dudaklarından eksik etmeyen, arkadaş canlısı, gereksinimi olanlara el uzatan, yaptığı tablolarla büyük gelişme gösteren Mualla! Herkesin böyle arkadaşı olmalı.

DÖNE:  O da en eski öğrencilerimizden. O da bir süre ara verdi sanat çalışmalarına. Eskiyi yenilemesini, eskiyi gerekli yerlerde kullanmasını bilen on numara bir kadın, anne ve eştir.Şimdilerde PORSELEN boyama işleriyle haşir-neşir.

CANAN: En eskilerden. Ne olursa olsun terk etmez bizleri. O da Döne gibidir. Eskileri yeniledi. Dostlarına yaptığı eserlerleri hediye etmekten mutluluk duyar.Yenilerde eşi belediye başkan yardımcısı seçildi. Canan,  alçak gönüllüğün bir simgesidir.Sevecen, az konuşan, konuştuğu zaman da on ikiden vuran, sanat çalışmalarında DENEME-YANILMA tekniğini kullanarak harikalar yaratır. Dört çocuğunun da yüksek tahsil yapmasında onun payı en yücedir. Şimdilerde o da arkadaşları gibi tual üzerinde akrilik çalışmalar yapmakta.

AYŞE: Saygın ve neşeli bir yaradılışı vardır. Tam bir mükemmeliyetçidir. O çalışmaya başladığında biliriz ki, elindeki iş iki kurs çalışmasıyla bitmeyecektir. Dedim ya, titizdir. Temiz ve gülen yüzüyle hep aranan “Ayşe Abla”dır. O da tablo yapıyor. Geçen dönem birkaç tane yapmıştı. Bir tanesini sevgili kızı salonunun baş köşesine astı. Ne mutlu o anneye ve ne mutlu anneyi saygıyla motive eden kızına..

NESRİN: Sağlık sorunlarıyla baş etmesini bilen, sabırlı ve hep durgun mizacıyla aranan Ablalardandır.Çini tabak çalışmalarından sonra o da tablolarla savaşıyor. Ama bu savaşta yalnız değil. Dostları ellerindeki fırça ve boyalarla bu savaşı kazanması için destek veriyorlar ve daima kazanan o oluyor. Bize de zevkle seyretmesi düşüyor.

PERRİN: Öylesine duygusal bir kişiliği var ki, ne dersem üzülür diye düşünüyorum. Sevgili yavrusuna adanmış bir hayatı yaşamaya çalışıyor. Başka da bir şey söylemem zor.

SALİHA: Yeni öğrencilerimizden. Hep gülen gözleri ile konuşan, şen, çalışkan ve de yaratıcı bir kimliği var. Yaptığı her işte ciddi. Sanat sorunlarını evine de taşır. Ertesi ders görürüz ki, o gece uyumamış, elindeki sanat yapıtını tamamlamış. Sık sık da diğer kursiyerlerimizin beraberliğinde leziz yemekler yaparak bizleri şımartır. İnatçıdır. Bu huyu onu hep başarıya ulaştırmakta. Boncuk ve payet çalışmaları görülmeye değer. 21 Aralık’ta gözlerınız bir BALIK ve BAYKUŞ arasın. Çok seveceksiniz onları.

ŞÜKRİYE: Kursumuza başlayalı henüz bir ay olmadı. Aceleci, heyecanlı, titiz. Temiz çalışmak için bütün dikkatini elindeki işe verir. Kulakları etrafa kapalıdır o sıralarda. Nereden mi biliyorum? Yaşadım. Adını hemen yanı başında birkaç defa seslendiğim halde beni duymadı. Aslan gibi bir delikanlı annesi. Hoş geldin Şükriye.

RUHŞEN: EN YENİ öğrencimiz. Eline ilk defa boya fırçası aldığını söyledi ama ben inanmadım. Neden mi? Yıllardır fırça ve boyayla uğraşmış gibiydi de ondan. Yıllardır kuş resimleri, çiçek, ağaç resimleri çizmiş gibi profesyonel çalışmalar yaptı. Kağıtlarınız uçmasın diye, sehpalarınızı süslesin diye yaptığı taş boya işlerine hayran kalacaksınız.Galiba ekonomi okumak böyle bir yetenek geliştiriyor demek ki! Sen de hoş geldin aramıza Ruhşen

VE BAŞKAN YARDIMCIMIZ SEVTAP: Hayat dolu, samimi, çalışkan, modern, yenilikçi, becerikli. Alçak gönüllüdür. Sorunlarla başa çıkmasını bilir, şikayetçi değildir. Yenilikler bulur, patenti ona aittir.Paylaşmayı sever. Dernekçiliğin gereklerinden biridir bu elbet. Sevgili eşi için olmazsa olmazdır. Üç evladın sevgili annesidir. Çalışmalarımızda yönlendiricidir. Yeni projelere her zaman açıktır, uygulamaya uğraşır. Ulaşım sorunu olduğunda, kar-yağmur demez, zaman zaman çooook uzakta olan evinden kurs binamıza yürümeye kalkar. Bu aralar kursiyerlerimizi kültürel gezilere götürmek için çalışmalar yapmakta. Ha, bu arada, o da tablo yapma hastalığına yakalandı. Hem de ne tablo! KOCAMAN!BEN Mİ? Bildiğiniz gibi işte. Onlarla beraber oldukca GENÇLEŞİYORUM.

Bu arada, tekrar etmek isterim; 21 Aralık 2014 Pazar günü BEKLİYORUZ.

El sanatları anlayışınızın ufku genişleyecek, ATIK malzemelerden yapılan harikalardan gözlerinizi alamıyacaksınız. Sevdiklerinize ve sevdiğiniz evinize almayı düşündüğünüz güzel şeyler elinizin altında olacak. Çiçekleriniz vazodan vazoya koşacak. Çocuklarınız sevinç çığlıkları atacak, bebeklerinizin odaları bir başka ışıldayacak. İkinci bir örneğini bulamıyacağınız takılar size göz kırpacak. Kahve ve çay bardaklarınız tepsilerinden ayrılmak istemeyecek. Ahşap kutulardan ışıklar saçılacak.
Ve daha neler neler olacak.

GELİN! Hem gözünüz gönlünüz açılsın ve hem de Birliğimiz Üyeleriyle tanışın.

SANATIN KUCAĞINDAN SICACIK SEVGİLERİMİZLE.