Mart ayında başlatılan Nobel Barış Ödülü seçimleri için The Telegraph Gazetesi’nin farklı bir önerisi var. Ortadoğu'ya barış getirmek için uğraşan din adamı Ayetullah Sistani Nobel Barış ödülü kazanmak için her halde biraz fazla sessiz.
Mart ayında başlatılan Nobel Barış Ödülü seçimleri için The Telegraph Gazetesi’nin farklı bir önerisi var.
Ekim ayında sonuçlandırılması beklenen Nobel ödüllerinde, gözlerin ABD Başkanı Barack Obama ve Avrupa Birliği üzerinde olduğu bir sırada, İngiliz gazeteden farklı bir görüş geldi.
Telegraph’ın dış muhabirler başkanı Colin Freeman, konu ile ilgili bir makale yazdı.
Bu makalenin satır başları şöyle:
“Her yıl Norveçli konsey tarafından değerlendirilen Nobel Barış Ödülleri’nin ‘barışı sağlamak’ için değil de politik malzeme yapıldığı bir dönemde yaşıyoruz.
Örneğin 2009 yılında ödüle layık görülen ABD Başkanı Obama henüz ne Suriye’deki savaşı sonlandırmıştı ne de Ukrayna’da gerçekleşmesi beklenen 3. Dünya savaşını engellemişti.
Bu ödüle layık görülmeyi kendisinin dahi şaşırdığını temin edebilirim.
Tam tersine, Avrupa Birliği 2012’de aldığı ödül için, ödülü hak ettiklerini dile getirmişti.
* Bu yıl da Uruguay’ın Devlet Başkanı José Mujica da aday gösterildi ve bunun sebebi olarak da Mariyuana’yı yasallaştırması gösterildi
* Bu örneklere bakarak barış ödüllerinin, insanların ölmesini engelleyen kişilere verilmediğini görebilirsiniz
* Kendime göre barış ödülünü hak eden kişinin sıfatları şu şekilde olmalı:
1- iki düşmanın bir arada barış içinde yaşamasını sağlayan birisi
2- halkını savaşa teşvik etmeyen bir lider olması gerekiyor
3- kendi taraftarı olan binlerce insanın öldürülmesine rağmen daha fazla kişinin ölmemesi için kendini yoran birisi olması gerekiyor
4- Mütevazi bir şekilde yaşayan, makamda ve kendi menfaatinde gözü olmayan birisi olması gerekiyor
* Birçok kişi Nelson Mandela’nın 1993’te aldığı ödülden bahsettiğimi düşünebilir, ancak benim aklımda bir başkası var. Aklımda olan isim ülkesinin sivil savaşa sürüklenmesini engellemek için en çok uğraşan kişi ve Irak’ın en üst makamdaki Şii Dini Lideri Ayetullah Ali Sistani bulunuyor.
* Bu ismi daha önce duymamış olabilirsiniz, çünkü bu din alimi televizyona çıkmıyor.
* 83 yaşındaki bu alim Irak’ın çoğunluğu tarafından destek görmesine rağmen sadece işi ile uğraşıyor ve Necef’in ara sokaklarında bulunan küçük bir evde tamamen mütevazi bir hayat yaşıyor.
* Irak standartlarında yüksek modernlik seviyesi gösteren bu alim barışın ve toleransın sesi haline geldi. Sistani olmasaydı Ortadoğu şu an olduğundan çok daha kanlı olurdu.
* Bunu anlamak için Amerikan’ın Irak’ı istilasından sonraki zaman zarfına bakmak gerekir. Sünni Baascıların güçlü olduğu o sıralarda, El Kaide destekli bu grubun öncülüğünde Şialar öldürülüyordu.
Her gün Şii mahallelerde yapılan saldırılarda on binlerce Şii hayatını kaybetti. Devam eden yıllarda El Kaide tarafından Şiiler için kutsal bir mekan olan Samarra’daki bir türbe saldırıya uğratıldı. Şiilerin sabrının taştığı o sıralarda Necef’e akın edildi ve Sistani’den savaş için izin istenildi. Büyük Ayetullah ise iç savaşı önlemek için buna izin vermedi ve Şiilerin intikam almaması için emir verdi.
* Bugün dahi hiçbir Batılı liderin başaramadığı liderliği gerçekleştiren Sistani, Amerikan işgalinde de Şiilerin intikam almaya çalışmamasını sağlayarak büyük bir savaşı engellemiş oldu.
* Dinin devlete müdahale etmemesi gerektiğine inanan bu din adamı olabilecek en sessiz dini liderdir.
Nelson Mandela’dan farklı olarak bu liderin batıda destekçileri ve onu övmek için var gücüyle çalışan medyalar bulunmuyor.
* Hala kutsal şehir Necef’in arka sokaklarında yaşayan ve Ortadoğu’ya barış getirmek için uğraşan bu din adamı Nobel Barış ödülü kazanmak için her halde biraz fazla sessiz. Kanal on4