AB Komisyonu'nun İlerleme Raporu öncesi Avrupa'dan Türkiye'ye peş peşe ağır eleştiriler geliyor. AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Mogherini, yaşanan gelişmelerin "son derece endişe verici" olduğunu söyleyerek "AB ve üye ülkeler, Türkiye'ye insan haklarına saygı, hukukun üstünlüğü ile adil yargılama da dahil olmak üzere parlamenter demokrasiyi koruma çağrısı yapıyor" dedi.
~~AB Komisyonu’nun İlerleme Raporu öncesi Avrupa’dan Türkiye’ye peş peşe ağır eleştiriler geliyor. AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Mogherini, yaşanan gelişmelerin “son derece endişe verici” olduğunu söyleyerek “AB ve üye ülkeler, Türkiye’ye insan haklarına saygı, hukukun üstünlüğü ile adil yargılama da dahil olmak üzere parlamenter demokrasiyi koruma çağrısı yapıyor” dedi.
~~Avrupa Birliği’nden, AB Komisyonu’nun bugün açıklanması beklenen İlerleme Raporu öncesi Türkiye’ye sert bir uyarı geldi. AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini tarafından yayımlanan 6 maddelik deklarasyonda Türkiye’de yaşanan gelişmelerin “son derece endişe verici” olduğu vurgulandı. Açıklamada, “AB ve üye ülkeler, 15 Temmuz’daki darbe girişimini kınadıklarını bir kez daha belirtirken Türkiye’nin orantılı adımlar atması gerçeğinin farkında olarak, insan haklarına saygı, hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlükler ile adil yargılama da dahil olmak üzere parlamenter demokrasiyi koruma çağrısı yapıyor” denildi.
Birlik’in Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip etmeye devam edeceğinin kaydedildiği açıklamada, “AB, Türkiye ile tüm seviyelerde siyasi diyaloğu devam ettirmeye hazır olacak” ifadeleri de kullanıldı. Türkiye’nin PKK’yi terörist olarak tanımlamasının doğru olduğu belirtilen açıklamada yasal bir partinin vekillerinin tutuklanmasının ise halkı kutuplaştırdığı kaydedildi. Açıklamada Türkiye’nin AB üyeliğine aday bir ülke olarak sorumluluklarına işaret edildi. Türkiye’de idam cezasının yeniden yürürlüğe konulması ile düşünce özgürlüğünün kısıtlanmasıyla ilgili tartışmaların da “aşırı derecede rahatsızlık verici” olduğuna dikkat çekildi. İlerleme Raporu’nun bazı bölümleri Alman Frankfurter Allgemeine gazetesi tarafından açıklanmış, raporda Türkiye’nin insan hakları, ifade ve basın özgürlüğü alanlarındaki gerilemeler, 15 Temmuz’dan sonra ilan edilen OHAL ve KHK’ler ile güvenlik ve terörle mücadele yasalarının uygulanmasındaki keyfi davranışlar nedeniyle eleştirildiği belirtilmişti.
‘Bizim için değeri yok’
Dışişleri Bakanlığı, AB’nin açıklamalarına sert yanıt verdi. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, “Darbe teşebbüsünden bu yana beklediğimiz desteği vermeyen ve önyargılı bir tutum sergileyen AB maalesef terörizmle mücadele konusunda da Türkiye’nin hassasiyetlerini anlamamakta ısrar etmektedir” açıklaması yapan Dışişleri Bakanlığı, deklarasyonda kullanılan ifadelerin ‘bir değeri bulunmadığını’ kaydetti. Ankara’nın açıklamasında şu ifadeler kullanıldı: “PKK’ya açıkça silahı bırakma çağrısı yapamayan, teröristlerin serbestçe ülkelerinde dolaşmalarına ve Türkiye aleyhine propaganda ve eylemlerini yürütmelerine ses çıkarmayan ve hatta PKK’nın Avrupa Parlamentosu koridorlarında sergi açmasına müsaade eden, Türkiye söz konusu olunca terörizmi silahlı mücadele şeklinde yansıtan kararlara imza atan AB esasen Türk milleti nezdinde terörle mücadele konusundaki inandırıcılığını ve itibarını kaybetmiştir.”
[Haber görseli]İLTİCA BAŞVURUSU
Almanya’nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Michael Roth, Die Welt gazetesine konuştu. Roth, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tutumunu sert bir dille eleştirerek, “Türkiye’de şu an olanların Avrupa değerleri, hukuk devleti ilkesi, demokrasi ve basın özgürlüğü anlayışımızla hiçbir ilgisi yoktur. Bu nedenle de Türk hükümetine yanıtımız çok açık ve net: Böyle olmaz” dedi.
Roth, Türkiye’de son dönemlerde çok sayıda milletvekili, bilim insanı ve gazetecinin tutuklandığını hatırlatarak açık ve net bir biçimde Alman İltica Yasası’na işaret etti. Roth, “Almanya Türkiye’de takibata uğrayan siyasetçiler, gazeteciler ve sanatçıları almaya hazır mı?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Almanya’ya iltica başvurusunda bulunabilirler. Bu durum sadece gazeteciler için geçerli değil. İltica hukuku bunun için var.”
[Haber görseli]'SORUMLUSU ERDOĞAN OLUR'
Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Türkiye’nin vize muafiyetinin sağlanması için gerekli adımları atmaması halinde bunun sorumlusunun kişisel olarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olacağını söyledi. Belçika’nın Brugge kentinde konuşan Juncker, Avrupa’nın Türkiye ile ilişkilerde birlik prensiplerine bağlı kalması gerektiğini kaydetti. AB kriterlerinin yerine getirilmemesi halinde vize serbestisinin olmayacağını vurgulayan Juncker, “Türk yetkililerin bugün yaptığı her şey, beni Türkiye’nin Avrupa standartlarına saygı göstermeye hazır olmadığına inandırıyor” ifadesini kullandı. Juncker ayrıca vize serbestisinin sağlanmaması durumunda Erdoğan’ın bunun nedenini Türklere açıklamak zorunda kalacağını belirterek “Türkiye’ye ihtiyacımız var… Fakat temel prensiplerimizden vazgeçemeyiz” dedi. Juncker Demokrasiyi koru
[Haber görseli]'MÜZAKERELER DURDURULSUN' SESLERİ
Gazetemizin 9 yazarının ve HDP’li vekillerin tutuklanmasının ardından Almanya’dan sert eleştiriler gelmeye devam ediyor. Alman siyasetçiler Türkiye’nin AB ile yürüttüğü müzakerelerin bitirilmesini talep ediyor. Alman Meclisi Sosyal Demokrat Parti (SPD) Grup Başkanı Thomas Oppermann, Türkiye’de artan otoriter eğilimler nedeniyle AB’nin Ankara ile yürüttüğü üyelik müzakelerinin askıya alınmasının düşünülebileceğini söyledi.
“Muhalefeti hapishaneye gönderen bir ülke AB ile müzakerelere devam edebileceğini beklememeli” diyerek Türkiye’de muhalefetin sistematik olarak nasıl zorla susturulduğunu izlemenin dayanılmaz olduğunu dile getirdi.
Alman Meclisi Sol Parti Grubu Uluslararası İlişkiler Sözcüsü Sevim Dağdelen, Erdoğan’ın “kırmızı çizgiyi çoktan aştığını” söyledi.
Yeşiller milletvekili ve Alman Meclis Başkan Yardımcısı Claudia Roth ise “Türkiye’nin hızla diktatörlük yolunda ilerlediğini”, AB’nin Türkiye ile yaptığı mülteci anlaşmasını feshetmesi gerektiğini söyledi.
[Haber görseli]AVRUPA’DAN 3 GÜN ARAYLA 2. TELEFON
Gazetemize yönelik operasyon ve HDP’li milletvekillerinin tutuklanmasının ardından AB içerisinde Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasına yönelik talepler, başta Avusturya olmak üzere, yüksek sesle dile getirirken, Ankara-Brüksel arasındaki “diyalog anlayışında” ikinci kritik görüşme dün gerçekleşti. Başbakan Binali Yıldırım, 3 gün arayla ikinci kez Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Shulz ile görüştü. Yıldırım, Shulz’a bu kez “AB’nin tutumundan rahatsızız” mesajı vermedi. Başbakanlık kaynakları sadece “Türkiye- AB ilişkilerinin taşıdığı önem ve karşılıklı diyaloğun üst düzeyli temaslarla muhafaza edilmesi yönündeki ortak irade yinelenmiştir” bilgisini paylaştı. Cumhuriyet operasyonu ve HDP’li milletvekillerinin tutuklanmalarının ardından Avrupa’dan üst düzey ikinci telefon geldi. En son 4 Kasım’da Yıldırım ile görüşen Avrupa Parlamentosu Başkanı Shulz, önceki gün Ankara’ya ikinci telefonu açtı. 3 gün önceki görüşmede Ankara, Avrupa’ya tepkilerinden dolayı “rahatsızız” mesajı vermişti.
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/628081/AB_den_sert_tepki__Kaygiliyiz__demokrasiyi_koruyun.html