Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarının "Atatürk Kur-an'ı yasakladı" iddialarını çürüten ve yüzlerine tokat gibi çarpan arşive belgesi yeniden gündeme geldi. 5 Şubat 1938 tarihli belgede, din öğretiminin önemine vurgu yapılarak her evde bir Kur-an'ı Kerim bulundurulması gerektiği belirtiliyor.
~Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarının "Atatürk Kur-an’ı yasakladı" iddialarını çürüten ve yüzlerine tokat gibi çarpan arşive belgesi yeniden gündeme geldi. 5 Şubat 1938 tarihli belgede, din öğretiminin önemine vurgu yapılarak her evde bir Kur-an’ı Kerim bulundurulması gerektiği belirtiliyor.
~Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk, bu topraklara ve Cumhuriyet’e kazandırdıklarını çekemeyen bazı güruhların Gazi Paşa’yı karalama çalışmaları hız kesmeden devam ediyor.
Başta Atatürk’ün kurduğu Diyanet olmak üzere iktidara yakın ya da yaranmaya çalışanların "Atatürk Kur-an’ı yasakladı", "Kur-an kitapları toplatıldı" yalanlarına cevap ise arşiv belgelerinden geldi.
Devlet Arşivi Genel Müdürlüğü’nden çıkan ve ilk Diyanet İşleri Bakanı Rifat Börekçi’nin imzasını taşıyan belge, ortaya atılan yalanların aksine Atatürk döneminde Kur-an’ın evlerde bulundurulması ve gençlere dinin öğretilmesi için tavsiye verildiği gerçeğini gün yüzüne çıkarıyor.
İşte yeniden gündeme gelen o belge:
“Zaruriyatı diniyesini öğrenmek her mükellefin üzerine farzdır. Teklif çağına gelmiş olan çocuklarına bunları belletmek her ailenin her saniye esaslı vazifelerindendir. Bunun için her evde bir Kur-ânı Kerim, bir de din kitabı bulunmak lâzımdır. Her Müslümanın bellemesi elzem ve zarurî olan dînî ve ahlâkî mes’elelerin hepsini “Îslam Dînî” adındaki mühim kitapta bir araya toplanmıştır. Hey’ti müşaveremiz azasından Ahmet Hamdi Akseki tarafından yazılarak dairemizce İmam ve Hatipler için resmen kabul edilmiş bu kitap, aynı zamanda her Müslümanın evinde bulunması elzem bir eserdir. Sade bir lisan ile yazılmış ve çocuklu velilerin esaslı bir vazifesini de kolaylaştırmış olan bu kitabı, her Müslüman kendi kendine okuyarak dînî, âhlâkî vazifelerini bundan öğrenebilecektir.
Her köyde ve Müslümanın evinde bu kitaptan bir tane bulunması ve her ailede bu kitabın muntazam okunması için lâzımgelen irşadatta bulunarak her mü’minin bu kıymetli kitaba sahip olmasına gayret ve delâlet etmeniz ehemmiyetle tavsiye olunur.”
~RİFAT BÖREKÇİ KİMDİR?
Milli Mücadele’nin ilk günlerinde Ankara’da “Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti”ni kurdu ve bu cemiyetin başkanı oldu.
Yokluklar içerisinde düşmanla mücadeleye hazırlanılan o karanlık ve acı günlerde Mustafa Kemal Paşa ile birlikte çalıştı ve maddî-manevî büyük hizmetlerde bulundu.
Bu çalışmaları sırasında İstanbul Hükümeti tarafından âsi kabul edilip, Ankara Müftülüğünden azledilerek (1920) idama mahkûm edildi. Ancak Ankara Hükümeti Rifat Efendi’yi derhal müftülük görevine iade etti. Altı ay Muğla(Menteşe) Mebusu olarak TBMM’de çalıştı. Ancak müftülük görevini tercih ederek 27 Ekim 1920’de Mebusluktan ayrıldı. 23.12.1922- 30.03.1924 tarihleri arasında Şer’iye Vekâleti Heyet-i İftaiye azalığında bulundu.
04 Nisan 1924 tarihinde başladığı Diyanet İşleri Başkanlığı görevini, vefat tarihi olan 5 Mart 1941 tarihine kadar sürdürdü.