Rusya, geleneksel müttefikleri Çin ve Kuzey Kore'nin ardından İran ile de stratejik anlaşma imzaladı. Peki, bu anlaşma ne anlama geliyor? Taraflar ne kazanacak? Detaylar haberimizde...
Rusya, geleneksel müttefikleri Çin ve Kuzey Kore'nin ardından İran ile de stratejik anlaşma imzaladı. Peki, bu anlaşma ne anlama geliyor? Taraflar ne kazanacak? Detaylar haberimizde...
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, iki ülke arasında stratejik ortaklık kuran anlaşmaya imza attı. Esasen bu anlaşma Moskova'nın geleneksel müttefikleri ile ilişkilerini bir üst seviyeye çıkarmak istediği yeni sürecin bir parçası.
Öyle ki, 2022 yılının başından itibaren Ukrayna ile savaş halinde olan Rusya, ABD’nin başını çektiği yaptırımların etkisini azaltmak, yeni ekonomik alanlar açmak ve uluslararası alanda etkisini devam ettirebilmek için bir dizi stratejik anlaşma imzaladı.
Vladimir Putin liderliğindeki Rusya, Ukrayna savaşı başlamadan yaklaşık 20 gün önce geleneksel müttefiki Çin ile stratejik bir anlaşma imzaladı.
Moskova ve Pekin, ilişkilerinin Soğuk Savaş dönemindeki herhangi bir ittifaktan daha iyi olduğunu ve uzay, iklim değişikliği, yapay zeka ve internetin kontrolü gibi alanlarda birlikte çalışacaklarını deklare etti.
Resmi bir askeri ittifak ilan edilmedi ancak son üç yılda yüksek profilli ortak tatbikatlar düzenlendi. İki ülke arasındaki ticaret büyük bir sıçrama yaşıyor.
Çin, Rus petrolünün en büyük alıcısı. ABD, Çin'i yaptırımlar nedeniyle artık Batı'dan tedarik edemeyeceği mikroelektronik gibi silah üretiminde kullanılan bileşenleri sağlayarak Rusya'nın Ukrayna'daki savaş çabalarına güç vermekle suçluyor.
Çin ile yapılan stratejik anlaşmayı Rusya’nın bir diğer geleneksel müttefiki olan Kuzey Kore ile varılan anlaşma izledi.
Rusya-Kuzey Kore Ortaklığı
Putin ve Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Haziran 2024'te Pyongyang'da, her iki ülkeye karşı saldırı durumunda karşılıklı savunma maddesi de dahil olmak üzere "kapsamlı stratejik ortaklık" paktı imzaladı.
Kim, Rusya'nın Ukrayna'daki savaşına tam destek de dahil olmak üzere "Rusya'nın tüm politikalarına" "koşulsuz destek" vereceklerini ifade etti. Putin ise Rusya'nın Kuzey Kore'nin uydular inşa etmesine yardım edeceğini söyledi.
ABD ve Güney Kore, Kuzey Kore'nin Rusya'nın savaşta kullanması için balistik füzeler, tanksavar roketleri ve milyonlarca mermi gönderdiğini iddia ediyor. Moskova ve Pyongyang ise silah transferlerini reddediyor.
Ukrayna, Güney Kore ve ABD, Kim'in Ağustos'tan beri Ukrayna'nın elinde olan batı Kursk bölgesinde Rusya için savaşmak üzere 11 bin asker gönderdiğini söylüyor. Ukrayna, birçok Kuzey Kore askerinin öldürüldüğünü ve yaralandığını açıklıyor ancak Moskova, Kuzey Kore askerlerinin varlığını şimdiye kadar doğrulamadı.
İran-Rusya stratejik anlaşması nedir?
Pekin ve Pyongyang’ın ardından Moskova’nın üçüncü durağı Tahran oldu.
İki ülke arasındaki stratejik anlaşma Putin ve İran Cumhurbaşkanı Masud Pezeşkiyan tarafından Moskova'da imzalandı ve anlaşmanın ticaret, ulaşım ve enerji gibi birçok alanda ilişkilerini yeni bir seviyeye taşıyacağı ilan edildi.
Anlaşma, iki tarafın askeri tehditlere karşı birlikte çalışacağını ve ortak tatbikatlara katılacağını ön görüyor. Stratejik anlaşma, Rusya'nın Kuzey Kore ve Belarus ile yaptığı anlaşmaların aksine, karşılıklı savunma maddesi içermiyor ancak bir ülke saldırıya uğrarsa diğerinin saldırgana herhangi bir askeri veya başka bir yardım sağlamaması gerektiğini belirtiyor.
Rusya, Ukrayna savaşında İran’ın ürettiği insansız hava araçları yoğun bir şekilde kullanıldı. ABD, Eylül ayında Tahran'ı Ukrayna'ya karşı kullanılmak üzere Rusya'ya kısa menzilli balistik füzeler teslim etmekle suçladı. Ancak Tahran ve Moskova bu iddiaları reddetti.
Anlaşmanın zamanlaması ne anlatıyor?
Moskova ile Tahran arasında imzalanan stratejik anlaşma ABD Başkanı Donald Trump’ın başkanlık koltuğuna oturmasından yalnızla birkaç gün önce yapıldı.
İran’a karşı şahin tavrıyla bilinen ve önceki başkanlık döneminde nükleer anlaşmadan çekilmesiyle bilinen Trump’ın Beyaz Saray’a dönmesi Tahran için oldukça önemli bir konu.
İran Uzmanı Dr. Hurşit Dingil, stratejik anlaşmanın bir anlamda Tahran’ın Trump’ın gelişine verdiği bir reaksiyon olduğunu düşünüyor ve ekliyor;
“Zira ABD’nin yeni başkanı Donald Trump’ın İran’a yönelik baskıyı artıracağı beklenirken İran’ın nükleer tesislerini hedef alan bir hava saldırısı belirleyici güvenlik endişeleri arasındadır. Buna karşın, Trump’ın Rusya-Ukrayna savaşını bitirmesi ve Rusya ile ilişkileri yeniden düzeltmesi İran-Rusya stratejik ortaklığını olumsuz yönde etkileme potansiyeli taşımaktadır.”
Öte yandan Dingil’e göre, İran açısından söz konusu anlaşmanın itici gücünü oluşturan iki neden daha var. Bunlar, Tahran’ın “direniş ekseni” olarak tanımladığı alanın önemli bir bileşeni olan Suriye’nin denklem dışına ettirilmesi ve bölgedeki enerji koridorları projelerinde Tahran’ın kendisini dışlanmış hissetmesi.
Zaten Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan ve Putin görüşmesinde bölgedeki mevcut enerji ve ekonomik koridor projeksiyonlarına alternatif yeni bir proje gündeme getirildi. Bu proje ile Rus doğal gazının Güney Kafkasya bölgesi dahilinde İran üzerinden Hindistan’a ulaştırılması, yine aynı hattın Afrika pazarına ulaşması amaçlanıyor.
Stratejik anlaşmanın nedenleri neler?
Şüphesiz Ukrayna Savaşı Rusya’nın geleneksel müttefikleriyle ilişkilerini bir üst seviyeye taşımasında önemli bir mihenk taşını oluşturdu. Batı’nın ağır yaptırımları Rus doğalgaz ve petrolünün Avrupa’daki müşterini kaybetmesine yol açarken, dış politikada da Moskova’nın yeni yaşam alanları aramasına yol açtı.
Stratejik anlaşmaya giden yolda Tahran için de benzer gerekçeler etkili oldu denebilir. İran, bölgedeki vekil güçleriyle etki alanını genişletmeyi ve güvenliğini ülke dışında kontrol etmeyi strateji olarak benimsemişti.
Lübnan Hizbullah’ının İsrail ile yaşanan savaşta ciddi bir güç kaybına uğraması, Suriye’de Tahran’ın sadık müttefiki Esed rejiminin devrilmesi ve Irak’ta ABD’nin baskısıyla oluşmaya başlayan yeni durum, İran’ı güvenlik ve dış politikada yeni yaşam alanları aramaya itti.
“Esasında konjonktürel anlamda yaşam alanı olarak da değerlendirilen enerji ve ekonomik koridorların dışında kalınması ya da bu yöndeki güvenlik algılamaları bu iki ülkenin de ortak endişelerini oluşturmaktadır. Nitekim bu ortak endişeler, ülkeleri yeni ittifaklaşmalara sevk etmekte ya da ülkelerin farklı cepheler dahilinde reaksiyon göstermesine neden olabilmektedir.”
Stratejik anlaşma ile taraflar ne kazanmayı amaçlıyor?
Söz konusu anlaşma, İran-Rusya arasında özellikle savunma ve güvenlik alanlarında yeni gelişmelere kapı aralayabilir. Bilhassa İran, uzun yıllardır modernleştiremediği hava kuvvetleri envanterini Rusya’dan alacağı Su-35 ve Yak-130 gibi savaş uçakları ile yenilemek istiyor.
Bu durum İran’ın savunma ve güvenlik ihtiyaçlarının karşılanması açısından oldukça önemli bir öncelik.
Diğer taraftan Rusya da Ukrayna Savaşı’nda caydırıcılığını artırmak maksadıyla mobilite-tedarik sorunlarını çözmek ve cephane stoklarını güçlendirmek üzere sık sık İran’ın Şahit-136 kamikaze İHA’larını kullanıyor. Ayrıca İran’ın Rusya’ya Fatih-360 taktik balistik füzelerinin (120 km menzil/150 kg savaş başlığı, hassas güdümlü) ayrıca da Arman balistik füze savunma sisteminin tedarik edeceğine dair pek çok iddia gündeme geldiyse de, taraflarca teyit edilen somut bir ilerleme gerçekleşmedi.
Hurşit Dingil’e göre iki ülke arasında özellikle uydu teknolojilerinin geliştirilmesi konusunda önemli bir işbirliği bulunuyor ve bu anlaşmayla bu alanda yeni gelişmeler görebiliriz.
Dingil ayrıca “İran’ın balistik füze ve S/İHA’larının navigasyon-güdüm sistemlerinin, yüksek çözünürlüklü metre-altı uydu görüntüleme teknolojilerinin ve de bölgesel bazlı küp uydu ağlarının geliştirilmesi dahilinde yeni gelişmeler ve teknoloji transferlerinin ivme kazanması kuvvetle muhtemel görünmekte” diyor.
Rusya ile İran arasında var olan savunma ve güvenlik işbirlikleri, stratejik anlaşmayla bir ileri seviyeye taşınabilir. Zaten tarafların bir süredir duyurduğu ya da ilan etmekten kaçındığı gelişmeler de buna işaret ediyor.
Enerji yollarının güvenliği, yeni enerji yollarının temini gibi iki ülke için de oldukça önemli olan bu başlık da iki ülke arasındaki önemli gündem maddeleri arasında. Ancak gelişen ve dönüşen Rusya-İran ilişkilerinde oldukça güçlü meydan okumaların olduğu da bütün uzmanlar hemfikir.