Türkiye’yi Muz Cumhuriyeti

Ýlhan KARAÇAY (Avrupa DUNYA’da) Yazdý… Türkiye’yi Muz Cumhuriyeti sanan Hollandalý AMSTERDAM,- Mahreçten de anlayacaðýnýz gibi, hayatýmýn en uzun süren 3 aylýk tatiliden Amsterdam’a donmüþ bulunuyorum. Uzaktan takip ettiðim Hollanda’ya yakýndan b

Ýlhan KARAÇAY (Avrupa DUNYA’da) Yazdý… Türkiye’yi Muz Cumhuriyeti sanan Hollandalý AMSTERDAM,- Mahreçten de anlayacaðýnýz gibi, hayatýmýn en uzun süren 3 aylýk tatiliden Amsterdam’a donmüþ bulunuyorum. Uzaktan takip ettiðim Hollanda’ya yakýndan bakýnca da bir deðiþiklik yok. ‘Ayný tas, ayný hamam’ teranesi devam ediyor. Hollanda’ya dönmeden önce Mersin’den takip ettiðim ve hepinizi çok üzdüðünü tahmin ettiðim bir konu üzerinde durmak istiyorum. Konu, asbest zehirli Otapan gemisi. Konunun kahramanlarý: Türkiye ve Hollanda Çevre Bakanlarý Osman Pepe ve Pieter van Geel. 54 ton asbest yüklü olduðu için Türk karasularýna alýnmayan "Otapan" adlý gemiyle ilgili görüþmelerde bulunmak amacýyla Ankara’ya giden Hollanda Çevre Bakaný Pieter Van Geel, bu özel görüþmede Çevre ve Orman Bakaný Osman Pepe’yi tehdit etme çirkefliðini yapmýþ. ÇEVRE ve Orman Bakaný Osman Pepe, Hollanda Çevre Bakaný Pieter Van Geel ile yaptýklarý görüþmenin içeriðini þöyle anlatýyor: ” Hollandalý Bakan birtakým önerilerle geldi. Ýlk baþta bizim Aliaða tesislerini övdü. Gemide 54 ton asbest bulunmasýna raðmen 1 ton beyan edilmesi nedeniyle duyduklarý üzüntüyü dile getirerek özür diledi. Daha sonra bana, "Sizin bir limitiniz var mýydý? Kapasiteniz yetersizse kapasitenizi artýralým" önerisinde bulundu. Ben de gemiyi bu þartlarda Türkiye’ye almayacaðýmýzý söyledim. Bunun üzerine Hollandalý Bakan’ýn tavrý hemen deðiþti ve 1980’lerde Türkiye’nin iki TIR dolusu radyasyonlu hurdayý Hollanda’ya gönderdiðini belirterek "Ben bunlarý basýna açýklarým, rezil olursunuz" diye tehdit etti. Ben de "Buyrun, basýný çaðýralým açýklayýn” dedim. Bu da tutmayýnca bir deneme daha yaparak "Tesisleriniz boþ kalýr. Kimse size gemi göndermez. Ýþletmeleriniz zarar eder" dedi. Ben de kendisine "Canýmýza minnet. Þirket zarar ederse eder bana ne? Hurda hatýrýna 75 milyonu feda mý edeyim? Üç kiþinin keyfi için Türkiye’nin geleceðini, çevresini, imajýný beþ paralýk mý edeyim?" dedim. Bu cevaplar karþýsýnda yüzü renkten renge girdi. Neredeyse sinirden aðlayacaktý. Bu sefer "Siyasi sorun yaparým" diye tehdit etti. Ben de "Ne isterseniz yapýn, bu gemi Türkiye’ye giremez Bangladeþ’e gönderin" dedim. Ardýndan "Gemiyi Hollanda’ya götürün 53 ton asbesti siz sökün ben yine 1 tonu sökeyim" dedim. Tabii onu da kabul etmedi. Fark etmeseydik, sökülen bir ton ÝZAYDAÞ’ta bertaraf edilecekti 53 ton ne olacaktý? Bana asýl enteresan gelen gemiyi bizim üzerimize atmasýydý. "Bu gemi artýk Türk gemisi olmuþtur. Sizin sorununuz" dedi. Ben de geminin Türk karasularýna bile girmediðini, gümrükten geçmeden millileþemeyeceðini söyledim. Kendisine Türkiye’nin muz cumhuriyeti olmadýðýný, demokratik bir ülke olduðunu söyledim. Basel Anlaþmasý’na göre yanlýþ bildirimde bulunduklarý için gemiyi kendilerinin almak zorunda olduklarýný anlattým. "Geminizi alýn gidin" dedim. Biz kendimizi aldatýlmýþ hissediyoruz. Hollanda’da Çevre Bakanlýðý sözcüsü basýn açýklamasý yapýyor, "Gemi çevre ve insan saðlýðý için son derece zararlý" diyor. Ne yani sizin için zararlý, bizim için deðil mi? Türkiye çöplük deðil. Ýtalyanlarla varil, Ýspanyollarla Ulla sýkýntýsý yaþadýk. Artýk bizim bu iþe tahammülümüz kalmadý.” Deðerli Okurlarým, Osman Pepe’nin yüreklerimize su serpen açýklamasý böyleydi. Bir de diðer sayfalarda Hollandaca olarak yayýnladýðýmýz, Hollanda kaynaklý haberlere bakýnýz. Hoþ, Hollanda da bazýlarý saðduyulu eleþtiri yaptý ama, haberlerin genelý bizi eleþtirir þekilde. Ne güzel de söylemiþ Bakan Pepe. ‘Burasý muz cumhuriyeti deðil’. Biz de Hollandalýlar’a buradan seslenelim : (Turkije is geen Banana Republiek) Allah razý olsun þu sivil toplum örgütlerinden. Çevre temizliði mücadelesi verirken kendilerini gemilere baðlayan ‘Greenpeace’ sevdalýlarýndan… Ya onlar olmasaydý ? Türkiye’ye gönderilen gemi için bu sivil toplum örgütü "bir þeyler dönüyor" diye uyardý. Hollanda derhal bir "açýklama" yapmak zorunda kaldý: ”Bizi yanýltmýþlar...” Hollanda Çevre Bakanlýðý "olayý" incelemesi için "Search" adlý firmayý görevlendirdi. Firma bir "rapor" yazdý. "Zehirli atýk miktarý 50 küsür tondur." Tabii ki raporun "bu bölümü" açýklanmadý. Bunun üzerine Türkiye "kesin tavrýný" koydu: “Bu gemi Türkiye'ye girmeyecek.” Ýþte bundan sonra Hollanda hükümetinde paçalar tutuþtu. Hollanda Çevre Bakaný Van Geel, bizim Çevre ve Orman Bakaný Osman Pepe'yi telefonla 2 defa aradý. Pepe, Hollandalý Bakan'ýn "Türkiye'ye gelmek, karþýlýklý görüþmek" talebini geri çevirince, bu defa "Hollanda Dýþiþleri Bakaný" devreye girdi. Türk Dýþiþleri'ne “Van Geel, Türkiye'ye gelmek istiyor... Ama Osman Pepe randevu vermiyor.”denilince, bizim Dýþiþleri Osman Pepe'den rica etti: ”Diplomatik nezaket... Yoksa skandal olur... Randevu verin.” Pepe yine "rest" çekince... Karþýlýklý diplomatik temaslar yoðunlaþtý. Bunun üzerine Hollanda tarafý biraz alttan aldý ve yalan bir beyanda bulundu. ”Bakanýmýz Van Geel, Türk kamuoyundan özür dilemek istiyor... Ziyaret sebebi bu.” Bizim Dýþiþleri bastýrýnca Pepe de "olur" dedi: ”Gelsin, özür dilesin.” Ve Van Geel özel uçaðýna atladý, Türkiye’ye gitti. Görüþmede Van Geel, Türkiye'yi, Türk Devletini, Pepe'yi, Hükümeti övdü de övdü. Sonra yuttururum düþüncesiyle söze baþladý: ”1. Türkiye'nin gemi söküm tesisleri harika... Bu iþi iyi yaparsýnýz. 2. Ýsterseniz Alman teknisyen yollarýz, size yardýmcý olur. 3. Anlaþma yapýldý, gemi Türkiye'de sökülecek. 4. Gemi artýk Türkiye'nin malý sayýlýr.” Osman Pepe tabii ki ‘yutmadý’: ’1. Turizm ülkesiyiz. 2. Uluslararasý imajýmýz var. 3. Türkiye kimsenin hurdalýðý deðil. 4. Sivil toplum örgütlerimiz ateþ püskürüyor. 5. Yer gök birleþse bu gemiyi kabul edemeyiz.’ Hollandalý Bakan bunun üzerine bir dosya çýkardý. ‘Elimde bazý Türk firmalarý ile ilgili bilgiler var... 1980'lerde radyasyonlu hurda iþi yapmýþlar... Bunlarý açýklarým.’ tehdidinde bulundu. Pepe bu resti gördü ve ‘Hiç gecikmeyin... Medyayý çaðýrayým... Canlý yayýnda açýklayýn.’dedi. Görüþme böylece "Çok gergin bir ortamda" bitti. Hollandalý Bakan, Pepe’nin yemek teklifini bile kabullenmedi ve uçaðýna atladýðý gibi Hollanda’nýn yolunu tuttu. Ýþte, bizim ülkemizi Muz Cumhuriyeti sananlara böylesine iyi bir ders vermenin mutluluðu ile tatmin olduk. By By Bakan (Daha doðrusu Devlet Sekreteri) Van Geel !!!