ÖZGÜRLÜK YETİM KALDI / Celil Gündoğdu

Çinlilerin bir atasözüyle başlamak istedim bu günkü yazıma. Bir Çin atasözünde der ki; ‘Başarılı olmak zorundasınız. Asla başarısız olmayın başarısızlık yetimliktir’ diye.

Sayın okurlar, Çinlilerin bir atasözüyle başlamak istedim bu günkü yazıma. Bir Çin atasözünde der ki; ‘Başarılı olmak zorundasınız. Asla başarısız olmayın başarısızlık yetimliktir’ diye. Neden bu söze gerek duydum şimdi onu sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Bakınız bundan 20 sene öncesine kadar Özgürlük anlayışı daha net sorgulanıyor, insanlar ve devletler bu anlayışı beyinlerine ve yasalarına büyük aşkla yerleştiriyorlardı. Bir idealin gerçekleşmesi düşüncelerin hür bir şekilde ifade edilmesine adeta aç kalınmış, bu uğurda çeşitli coğrafyalarda genç bedenlerde topraklara düşmüştü. Bir zamanlar, ‘Özgürlük’ insanlığın sahiplendiği gurur ile gönüllerde bayrak gibi dalgalanıyordu. Hemen hemen tüm ideoloji ve sistemlerin ana konusu olan Özgürlük adına kimi zaman pembe dünyalar kuruldu kimi zaman da korku imparatorlukları oluşturuldu. Bu günün sistem ve insanları adeta sanal teknolojinin ürettiği duygudan ve mücadeleden yoksun atıl robotlar gibi insanları yönlendirmekte ve asıl insani duygularından düşüncelerinden uzak tutmaya çalışmaktalar. Özgürlüğü sistemler emniyet sübobu gibi işlerine geldiğinde kullanmaktalar. Özgürlüğün beşiği diye ifade edilen Amerika, AB gibi ülkelerde bir zamanlar başlara taç edilen ‘Özgürlük, Özgür düşünce’ ne yazık ki prangalar geçirilmiş zavallı bir mahkum durumuna getirilmiştir. Özgürlük başarısızlık anlayışıyla yetim bir şekilde ortaya bırakılmıştır. Özgürlüğü başarma adına sırtlananlar düşüncelerinden dolayı engellenmiş, hakir görülmüş, hakarete uğramış, hatta hapsedilmiş yada öldürülmüşlerdir. Özgür bedenlere hükmedemeyenler ise ‘Özgürlükleri’ ifade eden, toplumların sesi olan radyolara, televizyonlara kilit vurarak ‘Özgürlüğe sahip çıkanları’ acımasızca cezalandırmaktalar. Düşünceleri ifade eden Özgür radyolara karşı başlatılan kapatma harekatının en son örneğini Belçika Brüksel’de yani ‘Özgürlük anlayışı medeniyetinin başkentinde’ yaşadık. Üzüldük ve ‘Özgürlüğün’ yetim oluşuna bir kez daha şahit olduk. Radyo Anatolya’nın isim babası ve kurucusu Ramazan Kurt’tan gelen bir mesaj beni yürekten yaraladı. Anadolu adını çağrıştıran ve Türkçe yayın yapan radyolar alınan kararlar neticesi geçici olarak susturuldu. Sessiz yığınların sesi olan radyo Anatolya, Radyo Ezgi, Radyo Paşa, ‘Özgürlükler ülkesi’ diye ifade Belçika’nın başkentinde yayın hayatına son vermek zorunda bırakılmıştı. Anadolu insanına bunu nasıl izah edeceğiz. Her fırsatta Türkiye’yi’Özgürlükleri kısıtlayan ülke’ olarak köşeye sıkıştıranların bu eylemlerini onlara nasıl anlatacağız. Halkın sesi radyoların sesi kısılırken, AB milletvekillerimiz, Belçika’da siyaset yapan siyasetçilerimiz, sivil toplum kuruluşlarımızdan ve AB yanlılarından hiç ama hiçbir ciddi ses yükselmedi. Ama Belçika’daki siyasi parti başkanlarının ve siyasilerimiz bile halka seslendikleri radyoların kapanışına karşı gösterdikleri duyarsızlık son derece üzücü oldu. Ülkemizdeki AB hayranları, kendilerini ‘Özgürlük Savaşçıları olarak sınıflandıranlar sınıfta kalarak ‘Özgürlüğü’ yetim bıraktılar. Yetim bırakılan ‘Özgürlüğe’ ise Çinlilerinde dediği gibi kimse sahip çıkmadı. Özgürlüğüne sahip çıkamayanların, geleceklerinede sahip çıkamayacaklarını hatırlatırız… İnandığımız, düşündüğümüz ‘Özgürlükler’ dolu ülkede yaşamak dileğiyle…