Hiç düşündünüz mü? Aziz Nesin, " Halkın %60'ı aptaldır." dediğinde at gözlüğü takıyor muydu? Yoksa takanları mı görüp ifade ediyordu?
Hiç düşündünüz mü? Aziz Nesin, " Halkın %60'ı aptaldır." dediğinde at gözlüğü takıyor muydu? Yoksa takanları mı görüp ifade ediyordu? Bizim halkımızın başına ne geliyorsa, at gözlüğü takma hevesinden geliyor olmasın; "Ya iktidarsın ya muhalefetsin. Ya Atatürkçüsün ya Fethullâhcısın. Ya sağcısın ya solcusun. Ya şerîatcısın ya lâiksin. Ya sunnîsin ya alevîsin. Ya Türksün ya teröristsin. Ya vatanseversin ya vatan hainisin..." vs... Ayrımcıl taslakların kutuplarında varolmağa ne kadar istekli görünüyorsun: "Ya insansın yâ insansın!" Fikr-i sâbit,sığ,görüşünü tek açıya endeksliyen bir aksesuar takmalısın kendine... Diğer tüm fikirlere ön yargılı, tahammülsüz ve yaşama hakkı veremeyecek kadar tokmakçı kafatascı olmalısın. Hedefine kilitlenmelisin, tek yönlü fikrine özgürlük! Düz mantığının mahsülüyle beslensin tüm dünya, boyun eğsin güdüne, yoksa ne vatan görünür gözüne ne millet, yakarsın yıkarsın kökünü kazırsın, alimallâh! "Ãıkar at gözlüğünü bin parçaya bölünsün." Peyâmi Sefâ ne güzel demiş: "Sabit noktalara saplanmayacak tezleri ve anti-tezleri kucaklayan geniş bir tecessüs ve kültür...Ey genç! Başka yolun yok." Bırakalım Türkiye'yi, Dünya'yı geniş bir perspektiften inceleyip bakış açımızın kompartımanlarında tüm fikirlerin kontrüllü serbest dolaşım haklarına izin verelim. Anlayabilelim yorumlayalım, araştıralım sorgulayalım (yargısız infaz etmeyelim), bilgilenelim üretelim paylaşalım (sadece tüketici olmayalım), karşıt düşünceye tahammül göstermeyi bilmiyorsak öğrenelim. Her tür fikre ifade özgürlüğü verelim, yanlış kulvarda boy göstermeye kalkarsa...Olurunu, yıkıcılıkla değil yapıcılıkla halledelim. Dünya'da yaşayan her varlığın yaşama hakkını koruyalım. Ãzellikle de insan haklarını hiçe saymayalım! * * * "... İnsanlar, Türkiye'de farklı inançlara ve hayat tarzlarına saygılı davranmayı bir içlerine sindirebilseler. ... Neden onların gördüklerini biz göremiyoruz diye çok düşündüm taşındım ve sebebini buldum: Ãünkü bizim at gözlüğümüz yok. ... Bakıyorum da, kim at gözlüğü takıp en yükses sesle "irtica" diye bağırırsa, kolay yüksek mevkilere tırmanıveriyor. Hem sivil-asker bürokraside hem de basın camiasında. Mesela, at gözlüğü takan gazetecilerden pek işsiz kalan yok! " Nazlı Ilıcak 26 Ocak 2000 * * * 1980 askeri darbe sonrası anayasa yeniden yapılandırıldığında; 60 Anayasasının, "Türk Halkına bir beden bol geldiğini söyleyerek aldığı bir çok özgürlüğün kısırlığını yaşadıkta, yeni bir DARBE'yle ne yaşayacağımız bilinir mi?" diyenler, iç savaş çıkacak diyenler, çıktı meydana bile... Söyleyecek sözün yolculuğu bitmez de, fazla açılıp saçılmanın ne faydası var. (Kaos-a gebe bırakmaktan başka sözü...) Medya ve basın camiasında yeterince kötü senaryo yazarı var. Felaket tellalcısı da bir o kadar! Bir de ben yazmayım, ihtiyacımız olan yeni bir senaryo değil. Vizyona giren filmin izleyicisi kalmayıp mutfağında ne piştiğinin bilincinde olup verimlisini ve çürüğünü ayırdedebilmek... Türkiye adına,direnmek diretmek ve sonuna kadar gitmek derim! Belki de, başı çekenlere ve milletimize at gözlüğü takmak iyi fikir olabilir, sadece takma sanatının inceliklerini bilmek lazım: Hedefimiz, "Vatan sağolsun. Vatan kardeşliği çok yaşasın!" O zaman her dâim, tek açıdan bakış mucizesi vuku bulur velhasıl! Hoşgörülü günler... Saygılarımla ESMER TUAL esmertual@hotmail.com