NİSAN YAGMURLARI/ Birgül Kapaklıkaya

“İmkansız şey şiir yazmak aşıksan eğer ve yazmamak aylardan nisansa” Diyor Orhan Veli.

“İmkansız şey şiir yazmak aşıksan eğer ve yazmamak aylardan nisansa” Diyor Orhan Veli. Bir zamanlar nisan yağmurlarından ne kadar da çok bahsedilirdi. Şarkılarda, şiirlerde, romanlarda, romantik filmlerde….Yazık ki artık nisan ayında eskisi kadar yağmur yağmaz oldu. Mevsimler değişti. Bir çok bilim adamı küresel ısınmanın gelecekte açacağı zararlardan bahsediyor her gün. İklim değişikliklerinin insan hayatını gelecekte ne derecede tehdit edeceği konusunda endişeler açıklanıyor. Endişeler, endişeler, endişeler…. Acaba değişen sadece mevsimler mi? Keşke öyle olsaydı.. Kaygılarımız aslında daha farklı alanlarda; İnsanların psikolojik ve sosyolojik değişimleri yolunda…. Kuraklıktan, susuzluktan, yokluktan endişelenen bilim adamları haksiz değiller tabii ki ama insan hayatına manevi açılardan da yaklaşmak gerekir. Günümüzde manevi değerlerden ne kadar uzaklaşildiğinin farkına varmamak mümkün değil. Maneviyattan uzaklaşan insanoğlu yalnızlığa, bunalıma, çaresizliğe doğru gittikçe daha hızlı yaklaşıyor. Uyumsuzluklar, çekişmeler, tartışmalar ve egoizm artıyor. Ama yine bu konuda umutsuz olmadığımı da hemen belirtmek istiyorum. Maneviyat denince ilk akla gelen şeyleri tekrar etmeye gerek yok aslında ama… Sevgi, saygı, vicdan, merhamet duyguları, vb.. gibi kelimelerden ne kadar çok bahsedersek o kadar yararlı olacağı kanısındayım. Ne yazık ki üzüm üzüme baka baka kararıyor… Temelinde iyilikler yatan bir insan bile diğer insanlar tarafından belli ölçülerde değiştirilebiliyor. Başka bir deyişle kör ile yatan şaşı kalkabiliyor…. Değişimlere, yeniliklere her zaman açık olmalıyız elbette ama tabii ki bu değişiklikler hayatimizi pozitif yönde etkileyecekse. İnsanlık adına yararlı şeyler ise. Manevi değerlerin öneminin büyüklüğünü vurgularken geçmişteki büyük alimlerin, filozofların, önemli devlet adamlarının hayatlarını incelemek de kesinlikle şarttır diye düşünüyorum. Aslında örnek almak için öyle çok fazla uzaklara gitmeye de gerek yok. Osmanlı imparatorluğunun kuruluş, yükselme ve gerileme dönemindeki ve hatta çöküş zamanlarındaki padişahların hayatlarını incelediğimizde alabileceğimiz o kadar ders var ki... Tabii ki özellikle de kendi geçmişimizi çok iyi araştırmalı, gelecekte neler yapacağımıza çok iyi karar vermeliyiz. Geçmişini bilmeyenler gelecekte nereye kadar gidebilirler ki? Kaderimizi tamamen olmasa bile önemli ölçülerde değiştirmek kendi elimizdedir bence. Bu konuda Ghandi’nin su sözlerini gerçekten okumaya değer buluyorum: Duygularınıza dikkat edin davranışlarınıza dönüşür... Davranışlarınıza dikkat edin alışkanlıklarınıza dönüşür... Alışkanlıklarınıza dikkat edin değerlerinize dönüşür... Değerlerinize dikkat edin karakterinize dönüşür... Karakterinize dikkat edin kaderinize dönüşür... Nisan yağmurları eskisi kadar yağmasa bile sevgi yağmurları altında sırılsıklam olmamız umuduyla….