Muğla'nın Bodrum ilçesinde faaliyette olan bir taş ocağının faaliyet alanını 10 hektardan 62 hektara çıkarmak için Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'dan aldığı ÇED olumlu raporu köylüleri isyan ettirdi. Zeytin ağaçlarının habersiz kamulaştırılmaya gidildiğini ve bölgedeki 350 yıllık zeytin ağaçlarının yok edileceğini belirten 80 köylü, Muğla İdare Mahkemesi'nde ÇED Olumlu Kararı'nın iptali için dava açacak.
Muğla’nın Bodrum ilçesinde faaliyette olan bir taş ocağının faaliyet alanını 10 hektardan 62 hektara çıkarmak için Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’dan aldığı ÇED olumlu raporu köylüleri isyan ettirdi. Zeytin ağaçlarının habersiz kamulaştırılmaya gidildiğini ve bölgedeki 350 yıllık zeytin ağaçlarının yok edileceğini belirten 80 köylü, Muğla İdare Mahkemesi’nde ÇED Olumlu Kararı’nın iptali için dava açacak.
~Muğla'nın Bodrum ilçesine 6 kilometre uzaklıktaki Kızılağaç Köyü sınırları içerisinde faaliyetini sürdüren bir taş ocağının, kullandığı 10 hektarlık alanı büyütmek için aralarında köylülerin tapulu malı olan ve 350 yıllık zeytin ağaçlarının bulunduğu 62 hektarlık araziyi, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'ndan ÇED Olumlu Raporu alarak yüzde 600 büyütmek istemesi tepkiye neden oldu.
Kızılağaç Köyü Pazar yerinde yapılan ve Avukat Remzi Kazmaz, Avukat Esra Kazmaz, Kızılağaç Muhtarı Mehmet Karaca, kızılağaç Koruma ve Güzelleştirme Derneği Başkanı Durmuş Uçar ile CHP İlçe Başkanı Halil Karahan'ın katıldığı toplantıyı yaklaşık 200 köylü ve çevreci izledi.
MUHTAR: KÖYLÜ HABERİ OLMADAN ZEYTİNLİĞİNİ KAYBEDİYOR
Köy muhtarı Mehmet Karaca yaptığı konuşmada, ÇED olumlu raporu ile taş ocağı ruhsat alanının köy ve civarındaki doğal yaşamı ve yer altı su kaynakları ile zeytinciyi olumsuz etkileyeceğini ve hayatı cehenneme çevireceğini belirtirken,
“Köyümüz yıllardır bu taş ocaklarından çok çekti, molozlarını her yere döküyorlar, tarım arazileri çöplük oldu. Buraya ÇED raporu olumlu raporu verenler ne burada yüzlerce yıllık zeytin ne de asırlık çam ormanlarını görmediler.
Sadece masa başında yeşili görüp işaretliyorlar. Kamulaştırılmak istenen zeytin tarlalarının sahiplerinin bile haberi yok. Çareyi 80 köylü bir araya gelerek avukatlarımıza dava açmasını için vekaletname vermekte bulduk. 10 hektardan 62 hektara çıkacak olan taş ocağı yarımadanın yeşil kalan tek cennet köyümüzü cehenneme çevirecek” diye konuştu.
“KÖYLÜNÜN YARARINA HİÇBİR ŞEY YOK”
Genişletme ile ilgili ÇED gerekli değildir kararını yargıya taşıyacaklarını söyleyen Kızılağaç Koruma Güzelleştirme Derneği Başkanı Durmuş Uçar, “Burada mahallenin, köylünün yararına hiçbir şey yok. Bir şahsın, bir şirketin çıkarları doğrultusunda bir çalışma. Kimse köylünün hakkını hukukunu düşünmüyor, ÇED olumlu raporundan önce hiçbir bilimsel çalışma veya araştırma yapılmadı. Bu nedenle hukuk mücadelesini başlatacağız” ifadelerini kullandı.
“DOĞADA YALANIN VE TALANIN OLDUĞU GÜNLERDEN GEÇİYORUZ”
Muğla ve Karadeniz'de çevrecilerin ve halkın avukatlığını yapan Avukat Remzi Kazmaz ise taş ocağının genişletilmesi ve bölgeye kırma eleme tesislerinin kurulmasıyla yeraltı su kaynaklarının biteceğini, toz toprak gürültüye neden olacağını, trafiği olumsuz yönde etkileyeceğini, tarım ve hayvancılığı biteceğini belirterek
“Bu ruhsatlandırma ile ocağın kapasitesi 10 bin metreküpten tam 310 bin metreküpe çıkarılacak, eleme ve kırma tesislerinin kapasitesi ise 4 bin tondan 380 bin tona çıkarılacak. Burada kazan kim olacak, sadece bir şirket. Kaybeden ise ülkemiz, arkeolojik ve doğal sit alanları, 350 yıllık zeytin ağaçları 200 yıllık çam ormanları yok olacak.
Orada vatandaşların tapulu arazileri var, köylünün faydalandığı orman alanları var, bütün bunlar köylünün elinden alınıp, şirket kendisine aldıktan sonra buraların yasal temsilcisi olacak. Sizin de artık oralara girme olanağınız kalmayacak. Şirket buralar benim diyecek. Zeytinliğine girme ben buraları kamulaştırdım diyecek. Bunun adına acele kamulaştırma diyoruz. Doğada talanın ve yalanın olduğu günlerden geçiyoruz” dedi.
“TAŞOCAĞINI KAPATMAYI DÜŞÜNÜRKEN KAPASİTESİ ARTTIRILIYOR”
Kazmaz açıklamasının sonunda ise RES'lere açılan davaları kazanmanın sevincini yaşarken ranta ve doğaya yönelik başka saldırılarla karşı karşıya kaldıklarını belirterek,
“Bu raporu verenler kesinlikle burayı görmeden verdiler. Taşocağı bu haliyle zaten köylülerin yaşamını cehenneme çevirmişti.
Biz 2026 yılında bitecek ruhsatın yenilenmemesini iptalini isterken, şirket ise inadına faaliyet alanını neredeyse 10 misli arttırmaya çalışıyor. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ‘da ÇED olumlu raporu iptali için 80 köylüyle dava açıyoruz.
Ardından taş ocağının tamamen kapatılması davası ile hukuk mücadelemizi başlatacağız. Bu taş ocağı sadece bulunduğu köye değil çevredeki 5 köy ile Bodrum ilçe merkezine büyük zarar verecek” diye konuştu.